16 Aralık 2016 Cuma

Ekran Başında: Yuri!!! on Ice

Yirmi üç yaşındaki Yuri Katsuki'nin hayatta önemsediği tek şey, artistik buz pateninde dünyanın en iyisi olmak... eh, bir de çocukluktan beri hayranı olduğu Rus şampiyon Victor Nikiforov var.




Sayo Yamamoto'nun yönettiği ve Mitsurō Kubo'nun yazdığı ユーリ!!! on ICE/Yuri!!! on Ice, eski sporcu Kenji Miyamoto'nun koreografisiyle buzda can buluyor. Zarif, enerjik, tutkulu sporcuların şampiyonalardaki performanslarını izlemek büyük bir keyfe dönüşüyor. Yuri her ne kadar altın madalyaya odaklanmış olsa da anime sadece onun bir sporcu olarak performansına odaklanmıyor. Bir hayal kırıklığının ardından sporu bırakma noktasına yaklaşan Yuri'nin büyük, belki de en büyük hayranı olduğu Viktor, ona hayatını sonsuza dek değiştirecek bir sürpriz yapıyor. Viktor, internette olay yaratan bir  videoda buzda kendisini neredeyse birebir taklit etmeyi başaran Yuri'yi gördüğünde çat kapı Japonya'ya gidiyor ve kendini Yuri'nin yeni antrenörü ilan ediyor. Böylece aralarında zamanla kurulacak güçlü bağın ve gelişecek derin sevginin temeli atılmış oluyor. O ana kadar romantik ilişkilere hiç kafa yormamış Yuri, Viktor'la yaşadıkları doğrultusunda sevginin ne demek olduğunu öğreniyor. Keşfettikleriyle birlikte hem bir birey hem de bir sporcu olarak gelişiyor.

Seride bir de olmazsa olmaz rakip mevcut; aynı ismi taşıyan ve bu nedenle Yuri'nin annesi tarafından Yurio lakabı takılan on beş yaşındaki son derece hırslı ve çabuk parlayan öfkesiyle tam bir baş belasına dönen Rus sporcu Yuri Plisetsky. Ancak Yurio, hikaye örgüsünde Yuri'yle Viktor'un ilişkisinin gerisinde bir yerlerde kalıyor.



Buzda sadece Yuri'yi değil, dünyanın dört bir yanından gelen sporcuların iç sesleriyle anlattıkları hikayelerini de dinliyoruz. Böylece ekrana yansıyan sadece görsel bir şölen olarak kalmıyor, yan karakterlerin seçtikleri şarkılarını, sergiledikleri danslarını, o sıradaki ruh hallerini açıklayacak bir alt metne de sahip oluyoruz. Kimisi dünyanın en iyisi olduğunu düşünerek kalabalıkların önüne çıkıyor, kimisi de dansıyla ayrıldığı kız arkadaşına hislerini anlatmayı amaçlıyor. 



Doğrusu bu spor dalına biraz uzak olduğumdan bölümleri terimler hakkında en ufak bir fikrim olmadan izledim. Puanlama sistemiyle ilgili ara sıra açıklayıcı bilgiler verilse de mesela bir salchow'un tam olarak ne olduğunu araştırsaydım daha iyi olurdu. Ancak bu durum izlediklerimden keyif almama engel olmadı. O zaman şöyle demeliyim; artistik buz patenine ilgi duyuyorsanız, mutlaka izleyin. İlgi duymuyorsanız da izlemekten çekinmeyin çünkü karşınızdaki hem ruhunuzu dinlendirecek hem de sizi neşelendirecek derinlikte bir yapım.

*Not: Bu yazının yazıldığı tarihe dek serinin on bir bölümü yayınlandı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...