Oyun Günlüğü | The Game Diaries #33: Harry Potter: Hogwarts Mystery

Harry Potter: Hogwarts Mystery, mobil platformda bir Hogwarts deneyimi sunacağı iddiasıyla bir süredir gündemdeydi. İlk fragmanı, ilk oyun içi görüntüleri derken Android işletim sistemli cihazlarda test aşamasına geçildi. Harry Potter evreninde geçen bu yeni free-to-play oyunla ilgili öğrenmek istediğiniz her şeyi (ve belki biraz daha fazlasını) işte bu yazıda bulacaksınız.

Jam City'nin yarattığı oyun, önce okul yıllarına sonra da bölümlere ayrılmış ve her bölümde yapmamız gereken görevler bize tek tek bildiriliyor. Sunulan seçenekler dahilinde ki şu anda çok ama çok kısıtlı, bir cadı ya da büyücü yarattığımız anda kendimizi Diagon Yolu'nda buluyoruz. Burada kitaplarımızı ve asamızı aldıktan sonra Hogwarts'a geçiş yapıyoruz. Hayır, maalesef dünyanın en güzel treni oyunda yer almıyor. Cadılar ve Büyücüler Okulu'nda ilkin Seçmen Şapka karakterimizin başına konuyor ancak kitapların bize dört kurucunun birer parçasını taşıdığını öğrettiği bu büyülü şapka, burada bize sadece hangi okul binasında olmak istediğimizi soruyor ve seçimi bize bırakıyor.

Yaratıcı ekibin sunduğu ilk bilgiler arasında, belirli bir hikaye örgüsüne sahip olacak oyunda Harry, Ron ve Hermione üçlüsünün yer almayacağı bulunuyordu.  Okul yılını başlatan konuşmasında Albus Dumbledore, bize Harry Potter'ın henüz okul çağında olmadığını söylüyor. Okul müdürüne ek olarak, okula gelmeden önce asamızı alırken konuştuğumuz Ollivander ve bize her fırsatta kötü davranan Severus Snape gibi yan karakterler yerli yerinde duruyorlar. Kendimize çarçabuk bir arkadaş edindiğimiz gibi bir de düşmanımız oluyor. Ayrıca, her şeyden korkan ve uzaktan yardıma çok ihtiyacı varmış gibi görünen bir öğrenci de okul koridorlarında karşımıza çıkıyor.

Hayır, Harry Potter değiliz. 
Evet, neredeyse her şey Harry Potter'mışız gibi hissettiriyor.

Oyun sırasında çeşitli NPC'lerle girdiğimiz diyaloglar karakterimizin ağabeyinin Hogwarts'tan kovulduğunu ortaya koyuyor ve işte bu bilgi hikayenin temelini oluşturuyor. 

Karakterimizin ağabeyi Hogwarts'tan neden kovuldu?
Söylendiği gibi Lord Voldemort için mi çalışıyordu?

Pekala, ortada bir hikaye olması, bir hikaye olmamasından iyidir. Yine de...

Aynı anda hem rengarenk hem de kapkaranlık olabilen Harry Potter evreniyle ilgili yazılabilecek hikayeleri bir düşünün! İnternette tek bir aramayla yüz binlerce fan fiction bulmak mümkün ve üretilenler JK Rowling'in çizdiği sınırların da dışında artık. Kısa süre önce yayınlanan, Tom Riddle'ın Lord Voldemort'a dönüşme sürecine odaklanan fan yapımı film Voldemort: Origins of the Heir/Varisin Kökenleri, neler yaratılabileceğine iyi bir örnek. Hâl böyleyken insan kendini kayda değer bir şey beklerken buluyor.

Bir zamanlar bazı yayıncıların JK Rowling'in yatılı okul fikrine hiç de sıcak bakmadığını duymuş muydunuz? Tüm ihtişamı ve tüm sırlarıyla Hogwarts, şu ana dek yaratılan en etkileyici fantastik mekanlardan biri değilse nedir? Yıllar içinde birçok Harry Potter oyunu oynadım ve hiçbirinde çizilen Hogwarts ortak hayalimizde yaşattığımız Hogwarts'a yaklaşamasa da koridorlarda koşuşturmak dahi güzeldi... Bize asıl gereken Harry Potter evreninde geçen açık dünya bir RPG aslında. Rüyalar alemini geride bırakıp önümüzdeki mobil oyuna dönecek olursak... eh, yapımcı, karakterimizin Hogwarts'ta çeşitli büyüler öğrenmesi, iksirler hazırlaması, süpürgeyle uçması ve derslerden arta kalan zamanlarda birkaç aktivite yapmasını planlanmış. Ancak her şeyin bir sırası var ve okulda ya da arazide kafamıza göre dolaşamıyoruz. Söz gelimi az ötede Hagrid'in kulübesini görüyoruz ancak üstünde bir kilit var ve ilgili bölüm açılana dek yaklaşmamız mümkün olmuyor.

Büyüler ve tüm o büyülü şeylere gelince... Derslerde gösterilen her büyünün bir şekli var ve parmağımızla bu şekli çizmemiz yeterli oluyor. Örneğin Lumos için kocaman bir L harfi çiziyoruz. Benim seride en çok ilgimi çeken derslerden biri İksir ancak oyundaki ilk derste iksir yapıldığı söylenemez. Oyunun final versiyonuna en azından birkaç eksantrik şeyi sırasıyla kocaman, kapkara bir kazana attığımız bir mini-game ekleseler bari. Bu haliyle derslerin çoğu oraya buraya dokunmak ve ekranda beliren renksiz cümleleri okumakla geçiyor.

Bu yazıya başlarken oyunun free-to-play olduğunu belirtmiştim. Yapımcılar, enerji tüketimine dayanan bilindik yöntemi tercih etmişler. Mesela, Tılsım dersindeyken tahtayı okumak için üstüne dokunmamız gerekiyor ve bunu enerji karşılığında yapabiliyoruz. Kozmetik değişiklikler yapmak istediğimizde, örneğin karakterimize bir gözlük ya da bir kıyafet satın almak istediğimizde, gems ve/veya coins kullanmamız gerekiyor ki ikisi de tükeniveriyor. Bu noktada bir de oyundaki görevlerin belirli bir süre içinde yapılması gerektiğini eklemek istiyorum. Bir derse giriyoruz, bu dersin iki saat içinde sonlanacağını öğreniyoruz ve ekrana her dokunduğumuzda enerji tüketildiğinden bütün görevleri yerine getiremeden bütün enerjimiz uçup gidiyor. Uzun lafın kısası, oyun sadece keyfî kozmetik değişiklikler yapmak için değil, oynamaya devam etmek için de para harcamamızı amaçlıyor.

Yazıyı sonlandırmadan önce Harry Potter hayranlarını bekleyen iki oyun daha olduğunu belirtmek istiyorum. İlki, Pokémon GO'nun yaratıcısı Niantic Labs'in elinden çıkacak resmi bir AR oyunu. Kaçış yok; Harry Potter: Wizards Unite isimli bu yeni oyunu oynamak istiyorsak sokaklarda elimizde telefonla şekilden şekle gireceğiz. Diğer oyun ise benim büyük umutlar beslememe sebep olan bağımsız bir yapım: ConcernedApe'in şahane Stardew Valley'sini yayınlayan Chucklefish'in büyü okulu temalı oyunu. Harry Potter dünyası, şimdilik Spellbound olarak anılan, piksel grafikli bu RPG/Sim'in esin kaynakları arasında yer alıyor.

Ne düşünüyorsunuz?
Harry Potter: Hogwarts Mystery'yi oynamak istiyor musunuz?
Yoksa bu oyunu oynamaktansa bir şişe İskebüy içmeyi mi tercih ederdiniz? 

*Ufak bir not: Final versiyonunda oyun farklılıklar gösterebilir.