Anna and the French Kiss, ülkemizde Arunas Yayıncılık etiketi ve "Paris'te Aşk" ismiyle yayımlandığında çoğumuzun gözünden kaçtı ve neredeyse hiç konuşulmadı ancak daha sonra Yabancı Yayınları'nın yayımladığı Lola and the Boy Next Door/Lola ve Komşu Çocuk'la Stephanie Perkins Türk gençliğinin ilgisini çekmeyi başardı. Ardından Isla and the Happily Ever After/Isla ve Mutlu Son ve yazarın editörlüğünü üstlendiği toplama öykü kitabı Summer Days and Summer Nights: Twelve Love Stories/Yazdan Geriye Kalanlar da buralarda görücüye çıktı. Ülkemizde bir kere dikkat çeken yazarın bu yazıda bahsedeceğim ilk korku denemesinin tercüme edilme olasılığı da yüksek gözüküyor.
Belki de önce yurtdışında 26 Eylül'de yayımlanacak bu yeni romanın nasıl bir şey olduğunu yazarından dinlemeliyiz:
"Kulağa tuhaf gelebilir ama bu kitap da diğer kitaplarımdan çok farklı değil! Hala içinde merak uyandıran bir çocuk, oynaşma, öz farkındalık ve birlikte sohbet eden, yemek yiyen ve dedikodu yapan arkadaşlar var.
Ayrıca ortada bir de seri katil ve bolca ölüm var. Ha!"
Şöyle ki eli bıçaklı bir katil, Osborne Lisesi'nin öğrencilerini acımasızca katletmektedir. Dehşetin devamı geldikçe öğrencilerin sakladıkları sırlar da bir bir ortaya çıkmaya başlar. Hımm... Akla gerçekten de Scream ve 13 Reasons Why dizilerini getiriyor.
Ne düşünüyorsunuz?
Okumak istiyor musunuz?
Belki de şuan izlediğim içindir ama benim aklıma Pretty Little Liars'ı getirdi. Lise, sırlar, katil... anahtar kelimeler uyuyor. Ben okurum, ilgi çekici bir kitaba benziyor.
YanıtlaSilPLL, izlemediğim dizilerden biri. Bu yeni kitap da tek oturuşta bitirilebilecek, eğlenceli ama kolay unutulan bir şey olabilir.
Sil