3 Haziran 2014 Salı

Soru & Cevap: Kitap Fiyatlarının Sayfa Sayısıyla Alakası Var Mı?

Dilimize çevrilen kitapların bazıları dehşet etiketlerle piyasaya sürülüyor. Kimilerinin ilk tepkisi ise kitabın fiyatını sayfa sayısıyla kıyaslamak oluyor. Peki, bu ne kadar doğru bir yaklaşım? Birlikte düşünelim.



Yayınevi için elinde tuttuğun kitabın sayfa sayısı gayet önemsiz aslında. Çünkü düşünürsen, kitabın baskısı işin en kolay ve az masraflı yönü. Kitaba özel bir baskı yapılırsa bu masraf biraz olsun artabilir. (Ülkemizde pek tercih edilmeyen perfect paperback ve ciltli baskı gibi özelliklerden bahsediyorum.) Asıl konuysa farklı: Kitapların pahalı olmasının birkaç temel sebebi var. 

Öncelikle, söz konusu kitap, yurtdışında çok popülerse* veya ödüllüyse kitabın telif hakkı çok pahalı olacaktır. Örneğin; J.K. Rowling gibi bir yazarın kitabıysa, telif hakkı için ödenen ücret rekor kırabilir. Söz gelimi sıradan bir genç yetişkin romanı ile yüz binlerce dolar ödenen bir yetişkin romanı arasında etikette gözle görülür bir fark olması da gayet doğal aslında. Tabii ki tüm süreçte pazarlama stratejileri devreye giriyor, bazen şaşırtıcı şekilde ucuz ya da pahalı romanlar görebiliyoruz. 

Bazı kitaplar ise daha çıkmadan popülerdir. Yayınevleri, yurtdışındaki fuarları takip eder ve bu kitapların peşine düşer. En yüklü meblağı teklif eden yayınevi telif hakkını alır. Muhtemelen okur yine kitabevinde pahalı bir kitapla karşılaşacaktır.

Bunun üstüne kitabın kapağı da ekleniyor. Birçok okur Türkçe baskılarda orijinal kapak görememekten şikayetçi. Fakat her yayınevinin orijinal kapak koleksiyonu yapacak durumu olmayabilir. Orijinal kapak tercih eden yayınevleri, pahalı kapakları da masraf listesine ekleyeceklerdir.

Kitabın telif hakkı alındıktan sonra dilimize kazandırılması sürecindeki masraflar ve reklam/tanıtım maliyeti de okura sunulacak kitabın etiketini belirleyebilir. (Hiçbir şekilde telif hakkıyla yarışamayacak olsa da.) Bazı kitaplar için hiçbir tanıtım yapılmaz. Küçük bir yayınevi, mecburen masraflı reklamlardan uzak durur. Bazı yeni kitapları ise billboard'larda görebiliriz. Metroda, yolda, dergilerde, televizyonda gördüğünüz tanıtımlar da masraf listesine ekleniyor. 

Tüm bunların üzerine bir de ülkemizdeki yüksek KDV oranı eklendiğinde... Bazen kitap okumak lükse giriyor. Birileri okumamızı, her anlamda gelişmemizi ve gözümüzü açmamızı istemiyor da diyebilir miyiz?

Evet, keşke kitaplar bu kadar pahalı olmasa demeden edemiyoruz. Fakat işe bir de yayınevleri açısından bakmak gerekir diye düşünüyorum. Bu nedenle, bugüne kadar öğrendiğim üç beş şeyi sizinle paylaşmak istedim. Tüm bunlara eklenecek çok şey var aslında. Mesela, korsan kitapların artan popülaritesi ve kitap okuma oranları da kitapların fiyatını bir şekilde etkiliyor.

*Burada bahsettiğim popülerlik, bir kitabın Goodreads'deki puanıyla ya da Amazon'daki yorumlarla ölçülemez. Bu sitelere her üye olan kişi puanlama yapabiliyor ve yorum yazabiliyor, dolayısıyla herhangi bir şeyi ilk bakışta popülermiş gibi göstermek mümkün oluyor. Zamanında yazarların ve yayınevlerinin karıştığı skandallar da olmadı değil.
**Bloguma ilk defa gelenler için küçük bir not: Evet, birkaç senedir bu sektöre emek veriyorum ve okur gözüyle de değerlendirilebilecek birçok şey öğrendim. Bu yazımda sektöre onlarca yıldır emek veren insanlardan öğrendiğim bazı bilgileri de paylaştım. Fakat tonundan da anlaşılacağı üzere yazıyı "kılavuz" olsun diye yazmadım.

18 yorum:

  1. Kesinlikle. Hayır yayınevleri bize istediğimiz şekilde sunsalar kitabı yine o parayı verirken içimiz yanmayacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, orası da öyle. Zaten orta halli bir kitap için kalitesiz ve artık korsana çalan bir baskı, editör yüzü görmemiş gibi bir metin, tamamıyla alakasız bir kapak, kitabı okumadan konmuş ve belki de son anda uydurulmuş bir kitap ismi... Sunum sıfır. Sonra o etiketi görüyorsun!

      Sil
  2. O kadar kitap takip ediyorum, sayfa sayısına göre belirlediğine inandığım bazı yayıncılar var. Çünkü farkediliyor. Ama sorsan kabul etmezler bunu tabi.
    Bazıları için "yayınevi tarafından" bakamıyorum artık kusura bakmasınlar. Çünkü kantarın topuzunu kaçıranlar var. Yani okuma oranı düşük diye biz okuyanlar ne yapsın. Almıyorum ne zamandır kitap. Can yayınları indirimi dışında almayacağım da. Karton kapakmış onu da anlamıyorum. Ayranımız yok içmeye hala karton kapak diyoruz. Eh o arkadaşlar sağolsun sayelerinde 300 sayfalık kitaba 30 lira bayılıyor şimdi insanlar. Hem mecazi hem de gerçek anlamda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Kantarın topuzunu kaçıranlar var," lafına çok güldüm ama gayet yerinde buluyorum. = ) Bazısı kolay yoldan köşeyi dönme peşinde. Masrafı sıfıra kadar çekmeye çalışıp -kitabın halinden belli oluyor- fiyatı yine de yüksek tutanlar var.

      Sil
    2. Aynen öyle valla ya. Kapakları korsan kapağı gibi ama fiyatlar almış başını gitmiş. Hayır redaksiyon da berbat bari o iyi olsa.

      Sil
    3. Bakkala çevirtip kasaba editletiyorlardır belki. = )

      Bir de bu kitapları 1.000, 3.000, 5.000 adet gibi toptan bastırıyorlar. Matbaada söz gelimi 300 sayfa ile 200 sayfa arasında ufak bir fark olduğu halde okurlara 300 sayfa 30 lira, 200 sayfa 20 lira olur diye sunuyorlarsa okurların tepkilerini açıkça belli etmesi ya da desteği kesmesi yerinde olur diye düşünüyorum. Pahalı olduğu için kapak alamayan, ciltli basarsak fiyat yükselir diye ciltli kitap basmayan yayınevi gördüm ama bu bambaşka bir şey. = )

      Sil
    4. Çok muhtemel, yani bu kadar kötü iş ancak öyle çıkar :D

      Ben gösteriyorum ama maalesef tek başına olmuyor. 400'ü 5-6 sayfa geçti diye 20lik kitabı 22-24 satan var. Bana kalırsa kabul etmeseler de bu sayfalar etkili. Ve sanırım böyle de bir şey duymuştum daha önceki seneler. Yine de emin değilim ama.

      Sil
    5. Bilgilendirme aldığım için diğer yorumları da okuyorum. Bir şey demiyim diyorum ama zor. Burada bir yazı paylaşmışsın, katılar olur katılmayan olur. Kimsenin başka birinin düşünceleri için saçma ya da başka bir şey demeye hakkı yoktur. Zaten böyle cümleler kuranların yayınevi fedailiği yaptığı gün gibi ortada. Sonsuza Dek bana da pahalı gelmiştir, okumadım bile seriyi benim pahalı bulmam kimseyi enterese etmez. Hele ki her kitabını neredeyse yayıncı gönderen kişilerin ağzını bile açmaya hakkı yok bana göre. Kitap dünyasında az çok beni tanıdıysan kitaba en çok para yatıranlardan biri olduğumu görüyorsundur, aldığım için biliyorum bedava gelse bende derim ne olacak canım 30 lira olsun diye.
      İlk yorumda da dedim inandığım yayıncılar var, bunun istatistiğini bile yaparım. Ama doğru ama yanlış, adı üstünde bu bir inanç. Kimse kusura bakmasın ben fuarda fiyatları satıcılardan daha çok bildiğimden tartışmaya girmiş biriyim. Bizzat isimde vermiyim ama bir yayıncının muhasebecisiyle konuşmuşum. Eğer ben o muhasebeciden daha iyi biliyorum diyen varsa, eh onlara da bulutların üstünden inmesini tavsiye ederim.
      Yazını işgal ettiğim için kusura bakma. Yayınlamak ya da yayınlamamak sana kalmış ama cidden bazı yorumlar sinirimi bozuyor artık. Herkes fikrini belirtsin, başkalarının fikri üzerine aşağılama yapmasın. Yoksa cevap hakkı doğar.

      Sil
  3. Açıkçası muazzam kalitede bir çeviri ve cilt/kapak vs. şeklinde sunacaklarsa 20 küsür tllik fiyatların aşırı olmadığını düşünüyorum. Fakat son dönemlerde pek çok genç-yetişkin kitabı çıkaran yayınevlerinin çevirileri içler açısı. Hiçbir kontrolden geçirmeden basılıyor ve karşılığında insanlardan yüklü (kaliteli kitaplarla eş değerde sayılabilecek) bir miktarda para kazanılıyor. Sayfa sayısı olarak değil ama mimlenen yayınevleri ve çevirmenlerin kalitesi açısından fiyatlar fazla geliyor doğrusu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Fabrika" mantığı var biraz genç yetişkin, tarihi aşk romanı, suç romanı gibi easy read'lerde. Hemen çevrilsin, hemen basılsın, hemen tüketilsin. Böyle olunca da aslında default olması gerekirken, layıkıyla dilimize kazandırılmış olanlarını bulmak zor oluyor. Diğer yandan bazıları da dilimize çevrilmiyor, güzelleştirmek adına "yeniden yazılıyor". Ben ona da karşıyım. Neyse, o olmalı.

      Sil
  4. Süper bir yazı olmuş vallahi, ellerine sağlık. Gerekliydi boyle bir seyler. Herkes fiyat konusunda atıp tutuyor yayınevini aşağılayarak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğendiğine sevindim. = )

      Ara sıra şöyle şeyler görüyoruz nette: "Bu kitap 300 sayfa 20 lira da neden şu kitap 200 sayfa 25 lira?" Bunun açıklaması olarak görülebilir bu yazı. Her kitabın telif ücreti ve genel maliyeti farklı, dolayısıyla sayfa sayısına bakmaksızın her kitabın etiketi de farklı oluyor. Bu açıdan bakarsak sayfa sayısına göre oturup parmak hesabı yapmak çok saçma ama yayınevleri bu tip şeyleri açıklamadığı için -nadiren aksi durumla karşılaştım- okur da doğal olarak her türlü fikre kapılabiliyor.

      Sil
    2. Kesinlikle katılıyoruuum! Bu post birçok blogger'a ve okura ornek olmalı. :D Çünkü gerçekten, saçma fikirlere kapılmakta millet olarak üstümüze yok. Sonsuza Dek mesela 21 TL olur muymuş falan... Bu tür bilgilendirici seylerin devamını bekliyoruz. O:)

      Sil
  5. Korsan kitaba göz yuman bir halk olduktan sonra, bizde yayın sektörü gelişmez. İlk önce korsanı kaldırmak lazım. Devlet kdv almasa fiyatlar biraz olsun rahatlar.

    Kaliteli bir yazı okumak çok zevkliydi. Teşekkürler Vampirella!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. KDV bir nebze indirilse o bile fark yaratacak ama bu konuda pek umudum yok. Çünkü temel gıda alışverişlerimizin çoğunda (süt, yoğurt, pirinç, meyve vb.) KDV oranı aynı şekilde çok yüksek. Sonra bu vergilerin nereye gittiğini bir türlü engellenemeyen (!) internetten öğreniyoruz.

      Bu arada, yazıyı beğendiğine sevindim. = )

      Sil
  6. güzel ve açıklayıcı yazı olmuş çok beğendim teşekkürler okuyana kadar hep yayın evlerini suçluyordum popüler kitabı ilk çıktığında 25 e alırken bir süre sonra cep boyunu 10 tl ye alıyorsun hesap etsen çok ucuza mal edip fahiş fiyata satıyorlar diyordum hep. düşününce araya onca aracı giriyor kitap için o yüzden katlanıyor fiyat telif hakkı verip alıyorsun kitabı sonra yayın evi üstüne fiyat koyuyor satış noktaları üstüne fiyat ekliyor sonuçta 3 tane aracı hepsinin kar payından hesap et yine uygun fiyata alıyoruz biz böyle düşününce :D en iyisi kitapları fuardan almak o zaman biz kar a geçiyoruz :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazımı beğendiğine memnun oldum. = )

      Yayınevleri en azından maliyetini çıkartmak, mümkünse kar etmek amacıyla hareket ediyor ama birçok kez bastıkları kitapların sadece birkaç yüz adeti satılıyor. Popüler kitaplardan çok kazandıkları ortada ama blogumda işlediğim genç yetişkin kitapları için konuşursak çoğu ilk baskısının yarısını bile tüketemiyor. Başarı hikayeleri kadar başarısızlık hikayelerini de düşünmek lazım. Böyle şeyler yayınevlerinin pazarlama stratejilerine yön veriyor.

      Sil
  7. Çok hoş bir yazı olmuş! Doğru noktalara parmak basılmış cidden. Yalnız bir şey sormak istiyorum uzun zamandır merak ettiğim. Sanırım yukarıda hep yabancı yazarların kitaplarından bahsettin. Türk yazarlarda arada telif hakkı yok , orjinal kapak kullanalım derdi yok. 200-300 sayfalık , karton kapaklı kitaplar 20-25 tl ye satılıyor. Bu durumda yayınevlerinin aç gözlü davrandığını düşünüyorum ben. Çünkü payın çok az bir kısmı yazara gidiyor. Çok çok popüler olmadıktan sonra lüks içinde yaşayan yazarımız yok. Arka planda kalanlar hep ek iş,hobi vs. olarak görüyor yazarlığı. Bu da ister istemez o tarz kitapları almamı engelliyor :(

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...