*Düşük dereceli spoiler alarmı.
Post-apokaliptik Amerika'yı nedenleri ve sonuçlarıyla özgün bir biçimde yansıtan ve alt metni sağlam olan nadir genç yetişkin romanlarından Ashes/Küller'in devamı Shadows/Gölgeler, çok fazla karakterin acımasız doğa şartları ve yamyam yaratıklarla dolu yaşam savaşlarını, olduğundan daha heyecanlı, daha merak uyandırıcı bir şekilde anlatmaya çalışırken bocalayan bir roman. Hani film izlerken en heyecanlı yerinde reklam girer ve zoraki bir duraksama olur ya, işte bu kitapta dur-kalk yapmaktan başın dönüyor. Öyle ki ne zaman gerilim artsa birkaç cümle sonra bölümün aniden biteceğini seziyorsun. İleride bir Chucky mi göründü? Bölüm sonu. Haydi, şimdi kameramızı diğer karakterlere çevirelim! Uzaklarda birileri ateş mi etti? Bölüm sonu! Bakalım diğerleri ne yapıyor! Aynı kitabın binbir sosyopatından biri olan Finn'in insanları ve Değişmişleri zorla evrimleştirmeye çalışması gibi yazar da sonuna kadar bu anlatım tarzından vazgeçmeyerek okura bir tür zihinsel baskı uyguluyor. Ve tıpkı Finn gibi "Pes et, o halde," diyerek meydan okuyor.
İlk kitaptaki yan karakterlerin artık ana karakter gibi yer kapladığı, A noktasından B noktasına sonra hemen C noktasına, sonra tekrar o en heyecanlı yerinde biten A noktasına dönüp duran kitabın, şimdi de olumlu yönlerine değinelim. Yazarın, hiç kuşkusuz ordudaki görevinden edindiği silahlar hakkındaki bilgisi kitabın artılarından. En azından, bu kitaptaki bazı karakterler Uzi'yi görünce tanıyor, Glock'ın emniyet kilidinin opsiyonel olduğunu biliyor. Yazarın hayvanlara ve genel anlamda doğa anaya olan ilgisi de kitapta göze çarpıyor. Sonuçta karakterlerinin birinin lakabı Örümcek, birinin Kurt ve diğerinin de Leopar. Anlatımı pekiştirmek, bazen de süslemek için kullandığı bilgiler de hayal ürünü değil: Avcı doğası nedeniyle genellikle pusuda bekleyen tarantulaların öldüklerinde zarif bacaklarını toparlamaları herkesin bildiği bir şey değil.
Türkçe baskısı 499 sayfa olan bu devasa kitabın, birçok yerde sinirleri yıprattığı bir gerçek. Bunu sadece yukarıda saydıklarımla değil, artık psikolojinin yerlerde süründüğü zihinlere sahip karakterleriyle de başarıyor ve evet, bazı bölümleri okumak gerçekten zor. İnsan doğasının böyle bir cehennemde nasıl baştan sona değişebileceğini yazar layıkıyla anlatmış. Her ne kadar karakterler god mode hilesiyle ölümsüzleştirilmiş video oyun karakterleri ya da dokuz canlı fantastik kediler misali ortalarda dolansalar da gerçekçi yönleri de yok değil. Özellikle, bu kitapta biraz geri planda kalan Tom, geçmişi ve bugünüyle incelemeye değer karakterlerden.
Sakin kalmaya şartlanmış bir zihin ve sağlam bir mideyle okuyunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder