27 Mart 2012 Salı

İnceleme: The Name of the Star

Jack the Ripper (Karındeşen Jack) 1888'de Londra'da (Whitechapel bölgesi'nde) bir grup cinayetlerden sorumlu olduğu düşünelen, polis tarafından yakalanamamış bir seri katil. Her ne kadar Jack the Ripper olarak tanınsa da bu aslında, dönemin popüler gazetelerinden biri (Star) tarafından verilmiş bir lakap. Gerçek adını ya da neye benzediğini bugün bile bilmiyoruz. Gizemini asla kaybetmeyen Jack the Ripper, 1820'lerde kurulmuş olan İngiliz polis teşkilatını (Scotland Yard) atlatmayı başardığı gibi basından gördüğü büyük ilgi neticesinde muazzam bir hayran kitlesine sahip olmuş ve birçok taklidi sokaklarda dolaşmaya başlamış. Bugün bile "Ripper uzmanlarının" (Ripperologistlerin) hakkında araştırmalar yaptığı, adının basılı olduğu t-shirtlerin ve hediyelik eşyaların rağbet gördüğü Jack the Ripper için "tarihin ilk superstarı" demek pek de mantıksız değil.



Fear can't hurt you, she said.When it washes over you, give it no power. It's a snake with no venom. Remember that. That knowledge can save you.



The Name of the Star katletme metodları Jack the Ripper'a benzeyen bir psikopatın Londra'ya dehşet saçmasının basındaki yankılarıyla başlıyor. Tahmin edersiniz ki bu olay tüm dünyanın dikkatini çekiyor ve tüm gözler bu şehre çevriliyor. Şehirde birçok önlem alınıyor ve halk 1888'de Jack the Ripper'ın marifeti (!) olduğu düşünülen cinayetlerin işlendiği gecelerde sokağa çıkmamaları konusunda uyarılıyor. Tüm bunlara rağmen, ortada bir karnaval havası olduğunu görüp şaşırıyorsunuz. "I am Jack the Ripper" t-shirtlerinin satıldığı sokaklar, cinayetlerin işlendiği suç mahallerine yoğun ilgi gösteren gençler ve Jack the Ripper kurbanlarının gittiği ve bu nedenle bizzat kendisinin de bulunmuş olabileceği varsayılan The Ten Bells isimli küçük pub dolup taşıyor.





Keep calm and carry on.
Also, stay in and hide because the Ripper is coming.


Kitapta, Londra'da yatılı okulda okuyan Amerikalı Rory'nin kendi ağzından aktardıkları ve cinayetlerle alakalı, üçüncü şahıs perspektifiyle aktarılan bölümler yer alıyor. Asıl konu son derece ilgi çekici fakat yazarın, görece arkaplanda kalan "Amerikalı kızın Londra'da ayakta kalma çabalarına" dair anlattıkları çoğu zaman gereksiz duruyor. Asıl merak ettiğimiz konuya, sadede gelmesini heyecanla bekler oluyoruz.

Bahsi geçen yeni Jack the Ripper'ın doğasının açıklanmaya başladığı anlar son derece keyifli bir okuma vaad ediyor. Yer yer ürpertici olabilen kitap, crime/suç türünü paranormal fantazi türüyle harmanladığı için şans verilmeyi hak ediyor. Özellikle dünyanın en meşhur seri katili hakkında birşeyler okumak istiyorsanız.

Anahtar Kelimeler: Jack the Ripper, Cinayet, Okul, Londra, Hayaletler.
Puan: 3


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...