R, tıpkı diğer ölü arkadaşları gibi geçmişini hatırlamıyor. Adının tamamını bir türlü denkleştiremediği için ona "R" olarak seslenmek zorundayız ve birbirimize ısınmamız vakit alacak gibi görünüyor. Çünkü birçok şeyle birlikte konuşmayı da unutmuş.
Edatlar ıstırap verici, artikeller zahmetli, sıfatlar neredeyse imkansız. Bu dilsizliğin sebebi fiziksel mi? Ölü olmanın pek çok semptomundan biri mi bu da? Yoksa mesele sadece söyleyecek sözümüzün kalmamış olması mı?
R tam manasıyla bir zombi gibi davranıyor. Canlılara saldırıyor, gırtlak parçalıyor, beyin yiyor. Şimdilerde en yakın arkadaşı olan M ile karşılıkla bakışıp "Baaa!" gibi anlamsız sesler eşliğinde yarım yamalak cümlelerle konuşmaya çalışıyor. Son derece gerçekçi. Bir zombiye göre.
Quod tu es, ego fui, quod ego sum, tu eris. Bir zamanlar, olduğun şeydim. Olduğum şey, olacağın şeydir.
R'ın zombi olmasına rağmen kafasının boş olduğunu söylemek yanlış olur. Belki ifade edemiyor, kabul ama kafasından geçenler gerçekten düşünmeye değer. Ne zaman ve neden zombi olduğunu bilmiyor. Belki bir virüs ya da doğal felaket sonucu bu hale gelmiştir. Neden bu şekilde varolmaya devam ettiğini bilmiyor. (Bazen varoluş, bir zombi kitabı vesilesiyle de sorgulanır!) Ölü kılığından kurtulmak, hayatını tekrar ama bu sefer dolu dolu yaşamak istiyor. Tek istediği bir şans! Bu fikirleri ateşleyenler ise kaderin bir cilvesiyle tanıştığı iki önemli insan oluyor. Özellikle birinin üzerinden, memnun olmadığı varlığını sorguluyor ve değişim yolunda ilk adımını atıyor.
Uygarlığın iskambil kağıtlarından yapılma evinin yıkılması zor olmadı. Birkaç şiddetli rüzgarla yıkılıverdi, dengesi bozuldu, büyüsü bozuldu.
Isaac Marion'ın ilk romanı Warm Bodies/Sıcak Bedenler okunmayı hak eden bir kitap olduğunu ortaya koyuyor. Yaşama, ölüme ve aşka odaklanan bu kitap, söylemek istediklerini aksiyon yüklü maceralar eşliğinde aktarıyor.
süper süper
YanıtlaSilHala alamadığım kitap. (Sormaya utanıyor D&R'a. :D)
YanıtlaSilTam yıldız vermen onu hemen okumam gerktiğini söylüyor sanki:)
YanıtlaSil