13 Ağustos 2013 Salı

İnceleme: Brightest Kind of Darkness



Lise futbol takımında kalecilik yapan Inara Collins, bir gün önceden başına gelecekleri görme yetisine sahip bir genç kız. Bu muhteşem ve korkunç özelliğini, çevresindeki insanlara yardım edebilmek için kullanmayı da ihmal etmiyor. Fakat yaptıkları bir anda kulağa harikaymış gibi gelse de insanların kaderini ve doğanın dengesini bozduğunu zamanla fark ediyor.



Ethan Harris ise Inara'nın devam ettiği Blue Ridge High isimli lisede herkesin uzak durduğu ve hakkında bin bir dedikodu üretilen "yeni çocuk". Bir şekilde, bu iki gencin yolları kesişiyor ve bir paranormal romance'den bekleneceği üzeri birbirlerinden ayrılamaz hale geliyorlar. Tabii bu beraberlik, bir takım doğaüstü sonuçlar da doğuruyor.

Kobo'da bedava olduğu için şöyle bir göz atmakla işe başladığım ve neticede sonuna kadar okuduğum Brightest Kind of Darkness, özellikle ilk yarısı itibarıyla başarılı bulduğum bir kitap oldu. İkinci yarıda Inara, iyi-kötü herkese karşı bir şekilde yine "koruyucu melek" rolüne soyunurken işler... Biraz yolundan çıkıyor ve büyük K ile karaktere bürünen Kader'e karşı aldıkları önlemler, tüm o teoriler ve aynı konu etrafında sürekli dönen diyaloglar kulağa epey garip geliyor.

Kitapta ayrıca Inara'nın herhangi bir derinliği olmayan, sözüm ona arkadaşlarını geçelim, halası Sage de önemli bir yer tutuyor. New Age meraklısı, klasik anlamda bohem tarzı giyinen, incik boncuk işiyle internetten para kazanan bu kadın, kitaba ekstra tat katan bir karakter ve keşke daha fazla yer verilseymiş dedirtiyor. Inara'nın annesiyle inişli-çıkışlı ilişkisi, asla görüşmediği ama özellikle Ethan'ı zırt pırt "Arasana, arasana!" dercesine hatırlattığı babası da arka planda kaybolan karakterlerden.

Yazımın göbeğinde bahsettiğim gibi P.T. Michelle'in artıları ve eksileriyle bu romanı, büyük beklentilere kapılmadan, bir öğleden sonrası oturup okunabilecek cinsten. Özellikle, türün meraklıları bir göz atabilir.

Puan: 3

4 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...