13 Eylül 2013 Cuma

Alışveriş Notları: "Farklı Türler" (Part II)

Evde bile takım elbisesi ve papyonuyla grand tuvalet oturan, bıyıkları özenle kıvrılmış, ufak tefek ama pek bir "beyefendi dedektif" Hercule Poirot. Onunla henüz tanışmayan varsa, mutlaka tanışmalı. Önce kitaplarda, sonra ekranda. Çünkü bir kereliğine dahi 1989'dan bu yana devam eden Agatha Christie's Poirot dizisini izlerseniz, kitapları okurken aklınıza bu eksantrik adamı neredeyse birebir canlandıran David Suchet gelecek. Karşımızdaki, okurun hayal gücünü susturabilecek bir performans. Christie asla David Suchet'i görmedi ama torunu Mathew Prichard, yazarın bir yerlerde onayladığını düşünüyor.





Agatha Christie okumak, bizim için bir aile geleneği gibi bir şey. Ben de 2010'dan sonra bu incelikli cinayet kurgularının dünyasına adım atabildim, geç de olsa. İlk olarak The Murder on the Orient Express/Doğu Ekpresinde Cinayet'i orijinal metniyle okuyup yazarın tarzını, yarattığı dedektif karakterini ve karmaşık hikaye kurgusunu çok beğenmiştim. Düşünüyorum da Christie okumaya başlamak için gerçekten ideal bir romandı.


Daha sonra, bir sahaftan "Sevimli Örümcek" ismiyle Türkçeleştirilen (ama Spider's Web olmayan) bir kitabına daha rastladım: Bu kitapta "Charles Bravo Cinayeti" işleniyordu. Sonraki kitabıma (Appointment with Death/Ölümle Randevu) geçmeden önce zaten kitaplardan uyarlanan filmlere, yukarıda bahsettiğim diziye ve bilgisayar oyunlarına bolca vakit ayırmıştım. Kitabı okuduktan sonra 2008'de eserden esinlenerek uyarlanan 1 saat 33 dakikalık 70. Poirot bölümünü de izledim. Kitapla arasındaki fark oldukça belirgindi: Sonu bile farklı bitti! Fakat diziyi izlerken keyif almadım diyemem.



1890'da doğan ve 1976'da vefat eden, suç romanlarının kraliçesi Agatha Christie için ömrünü yazmaya adamış desek yeridir. Goodreads'e şöyle bir göz atarsanız, Hercule Poirot'nun yer aldığı tam 43 kitap olduğunu görürsünüz. Bunlara ek olarak, Miss Marple kitapları ve Ariadne Oliver ile Arthur Hastings gibi ana karakterleri okuyabileceğimiz kitaplar da var. Oturup hepsinde şöyle bir göz gezdirmek bile epey vakit alır! Agatha Christie kitapları okumak, Alfred Hitchcock filmleri izlemek gibi: Asla doymuyor ve daha fazlasını istiyor insan.

Gelelim arşivime eklediğim yeni Agatha Christie romanına: Black Coffee/Acı Kahve. Hercule Poirot serisinde 7. sırada yer alan bu romanın yerli basımındaki kapağında kahve ile ilgili bir şey kullanılmaması pek şaşırtıcı doğrusu.

Ve meraklısına bir haber: 13 yaşından beri Christie hayranı olduğunu belirten yazar Sophie Hannah, yeni bir Poirot romanı yazacakmış ve bu kitap, Eylül 2014'te yayımlanacakmış. Psikolojik gerilim yazarı, bakalım 39 sene sonra meşhur dedektifi nasıl yorumlayacak!

5 yorum:

  1. Agatha Christie'yi ben de çok severim :) Bu arada evil under the sun oyununu bitirdim ve bilgisayarımda şimdi Murder on the orient express oyunu yüklü ve oynuyorum :)

    YanıtlaSil
  2. Seviyoruz kendisini. = )

    Oyunu yardım alarak mı bitirdin? Geri dönüşü olmayan yanlış seçimlerde oyun kitleniyordu diye hatırlıyorum. Gerçi oynayalı uzun zaman oldu.

    YanıtlaSil
  3. Yok kilitlenme falan olmadi ben de ama aylarca surdu bitirmem :) Bazen gunlerce hatta haftalarca bir sahnede takildigimi hatirliyorum. Benim de cok uzun zaman oldu oynayali hatta iki oyunu ayni zamanda almistim icinden de kucuk ing.kitaplari cikmisti. Digerini de birkac ay once yukledim. Cok severim ben bu tarzda pc oyunlarini. Deliller toplayayim, cinayetler cozeyim :)

    YanıtlaSil
  4. Bir türlü kısmet olmadı Agatha Christie okumak, aslında okumak istiyorum, birçok kişi tarafından da çok seviliyor ama polisiye romanlar pek okumadığım için korkuyorum açıkçası :s

    YanıtlaSil
  5. Korkmanı gerektirecek bir şey yok aslında. = ) Çünkü bu kitaplar gerçekten sürükleyici ve 1-2 saatte bitirilebilecek kadar hızlı akıyor. Hem kansız, vahşetsiz, mide bulandırmayan klasik polisiye için de en ideal kaynak.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...