10 Şubat 2016 Çarşamba

Oyun Günlüğü | The Game Diaries #25: Yeni Gran Turismo Oyununu Beklerken

Geride bıraktığımız senenin ekim ayında duyurulan ve önümüzdeki ilkbahar aylarında beta seviyesine geleceği konuşulan Gran Turismo Sport için hazırlanan resmi tanıtım metninde şu cümle geçiyor: "Bugüne kadar sürüş oyunlarını hiç oynamamış kişiler bile, onların ne kadar eğlenceli olduğunu keşfedebilecek!" Bu ekip söylüyorsa, kulak verin. Çünkü ben de Gran Turismo serisiyle tanışana dek hiçbir yarış oyununda bu kadar çok vakit geçirmemiştim.





Şu anda birçok GT hayranının kafasında şu soru var: Gran Turismo Sport, GT7 mı? Bunun cevabını resmi Facebook sayfasında verdiler aslında. Görmeyenler için belirtmekte fayda var: Gran Turismo Sport, beklenen GT7 oyunu değil. Fakat bir prologue olmadığı da belirtiliyor.

Peki, insanı bu kadar heyecanlandıran ne? Neden Driveclub ya da Need For Speed gibi oyunlar yetmiyor?

Need for Speed ve Driveclub gibi oyunlar arcade kulvarında yer alıyorlar. Eğlenceli olabiliyorlar ama gerçekçilik söz konusu olduğunda yapıları gereği iddialı olamıyorlar. Şu anda hiçbir şey gerçek bir araba kullanmanın yerine geçemez ancak GT yaklaşıyor.

GT'nin benim için en keyif verici yanlarından biri de araba koleksiyonu yapmak. GT6, kırk farklı lokasyonda bin iki yüzden fazla aracı kullanma imkanı sunuyordu. 1974 Lamborghini Countach, 1964 Shelby Cobra Daytona Coupe ve hatta 1967 Chevrolet El Camino gibi araçlarla söz gelimi bir 2013 Pagani Huayra aynı oyunun kataloğunda yer alabiliyordu. Oyuna sadece yarışmak için girmiyordun, garajında araba koleksiyonunla ilgilenirken ve arabanı alıp fotoğraf modunda enfes kareler yakalarken saatler geçirebilirdin. Peki ya Vision Gran Turismo kapsamındaki tasarımlara ne demeli? Yapımcıların verdiği destekle oyuna geri dönmeni ve oyunda kalmanı sağlayacak o kadar çok şey vardı ki...



Elbette birçok yarış oyununda arabanı boyayabilir, birkaç modifiye parçayla görüntüsünü ve/veya performansını etkileyebilirsin. Ancak yine serinin en son oyununa bakarsak, sunulan seçenekler baş döndürücüydü. Sadece arabanın jantlarını değiştirmek için bile seksen iki farklı seçeneğe göz atıyordun. Lastikten volana, birçok şeyi kafana ve tabii ki önündeki yarışlara göre değiştirip arabanı neredeyse baştan yaratabilirdin. Bu oyunda yağ değişimin bile belirli bir önemi vardı. Açıkçası hiçbir oyunda bu kadar komplike bir tuning sistemi görmemiştim. Evet, aslında yeni oyun bana initial torque'u azaltırsam ya da downforce'u artırırsam veya ballast weight'le oynarsam ne olacağını söylese çok iyi olur. Hepimiz söz gelimi anti-roll bars'ın önemini tam olarak bilmiyoruz. = ) Kaç defa internetten deli gibi spin atan aracımla ilgili bir çözüm aradığımı ve karşıma çıkan bir dünya rehberi düşününce... Yeri gelmişken, bazı oyuncular gibi araba motorlarının sesinden şikayetçi olmayacağım ama işin içine yeni nesil bir konsol da girdiğinden artık daha gerçekçi çarpışma efektleri ve tabii ki daha gerçekçi gözle görülür hasar bekliyorum. Tüm bunlar atmosferi epey etkiliyor.

GT, Japon Araç Tasarımı Ödülleri'nde, "yasal olarak elverişli kişilere araç sürmeyi öğretecek ya da araçlar hakkında genel bilgi sağlayabilecek bir enstrüman haline geldiği için” ve “dünyadaki araç tasarımcılarına, pazarın vizyonunu genişletecek fırsatlar tanıdığı için” ödüllendirilmişti. Şöyle bir bakınca gerçekten araba kültürüne en çok yakışan bu serinin yeni oyunundan büyük şeyler beklememek elde değil.

*Bir kez daha fragmana göz atmak için tıkla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...