9 Aralık 2018 Pazar

Ekran Başında: Light as a Feather

Ölüyor, ölüyor, öldü.

Light_as_a_Feather


Hulu'nun bu seneki Cadılar Bayramı öncesi izleyicilerine sunduğu Light as a Feather'ı aslında yeni kitaplara göz attığım sırada keşfettim; iki ay önce Simon Pulse tarafından piyasaya sürülen kitabın kapağında artık bir dizi uyarlamasına sahip olduğunu belirten bir yazı vardı. Aslında popüler bir Wattpad öyküsü olduğunu öğrendiğim kitaptan uyarlanan bu dizinin bütün bölümlerini izledim ve şimdi size anlatmak istediklerim var. Fakat sanırım diziye geçmeden önce adına değinmem daha doğru olacak. Çünkü öyküye adını veren ve temelini oluşturan "light as a feather, stiff as a board", bizim bildiğimiz bir oyun değil. 

Buralardan çok uzakta yaşayan çocukların oynadığı bu oyunda, mümkünse sadece mumla aydınlatılan bir odada bir kişi yere uzanıyor, diğer herkes etrafına toplanarak "büyülü sözleri" söylenmeye başlıyor: "Light as a feather, stiff as a board". Türkçesiyle "tüy kadar hafif, kalas gibi kaskatı" derken aslında ölü gibi kaskatı, ruh kadar hafif demek istiyorlar. Böylelikle yerde ölü gibi kıpırtısız yatan arkadaşlarını havaya kaldırmayı amaçlıyorlar. 

Çılgınca, değil mi?

İşte yukarıda gördüğünüz karedeki liseli kızlar Cadılar Bayramı gecesi bir mezarlıkta bu oyunu oynuyorlar ama bir farkla; anlatıcı tarafından nasıl ölecekleri tarif ediliyor ve sonra... 

Pekala, konuya baştan başlayalım.

Weeping Willow Lisesi'ne yeni bir öğrenci geliyor (evet, genelde böyle başlar zaten) ve Cadılar Bayramı dolayısıyla erkek arkadaşına tatsız bir şaka yapmak isteyen zengin ve popüler kız Olivia'nın şakası, yeni öğrenci Violet'ın suratında patlıyor.  Hedefi şaşan bu tatsız sürprizin isteri krizine soktuğu Violet'ı gören Olivia'nın yakın arkadaşı McKenna kızın haline acıyor ve ona yardım etmek için kolları sıvıyor. Hemen ardından işi bir adım daha ileri götürerek Violet'ı arkadaş grubunun her sene düzenlediği küçük, özel partiye davet ediyor. Bu geleneksel buluşma, Cadılar Bayramı'na yakışır bir şekilde korkunç bir şeyler yapmayı kapsıyor. Yeni kız Violet, onlara şu yukarıda bahsettiğim oyunu oynamayı öneriyor. Diğerleri, elbette sadece bir çocuk oyunu olduğunu düşündüklerinden ilkin bu fikre sıcak bakmıyorlar. Ancak Violet oyuna bambaşka ve karanlık bir boyut kazandırıyor. McKenna hariç gruptaki bütün kızların nasıl öleceklerini bir bir anlatıyor ve tahmin edeceğiniz üzere kısa süre içinde arkadaş grubundan biri ölüyor. Evet, spoiler vermemek için kendimi frenliyorum.

Light_as_a_Feather_Hulu

İşte bu ani ölüm, tam da Violet'ın anlattığı şekilde gerçekleşiyor. Violet'ın, ölüme yol açan trafik kazası esnasında ölen kızın bulunduğu arabanın radyosunda çalan şarkıyı dahi doğru tahmin ettiği keşfediliyor. Sadece bir oyun olduğunu düşündüklerinde dahi epey gerilen kızlar, bir anda yakın arkadaşlarını kaybettiklerinde ve parçaları birleştirmeye başlayıp sıranın kendilerine geleceğini düşünmeye başladıklarında her şey için çok geç oluyor. Violet tüm o "iyi kız" numaraları ve sinsice uyguladığı şeytani planlarıyla hayatlarını çoktan altüst etmiş oluyor.


Olaylar şekillendikçe garip, daha garip, daha da garip olabilen dizideki karanlık doğaüstü gücün ya da kısaca lanetin tam olarak ne olduğu, neden olduğu, nasıl işlediği ve tüm bu deliliğe bir son vermenin mümkün olup olmadığı en büyük mesele. Çünkü vakit daralıyor ve o gece mezarlıkta oyuna katılan herkes için bu bir ölüm kalım savaşı.

Peki, sezon sona erince kafalardaki tüm sorular cevaplanıyor mu?
Hayır.

Light_as_a_Feather_series


Dizinin en büyük kozu, yukarıda kısaca bahsettiğim oyunun cazibesi. Diğer yandan oyunlarda, filmlerde ve dizilerde sıkça karşılaşıp burun kıvırdığımız "jump scares" bu dizide de bel bağlanılan bir hile. Hani birden arkanızda bir şey beliriverir, sessiz ve loş bir ortamda ansızın bir kapı kapanır veya bir şey pat diye yere düşer ve sizi havaya sıçratır ya, öyle işte. O anda ister istemez en azından bir, "Neler oluyor?!" diyorsunuz belki ama sonra unutuveriyorsunuz. Üstelik bazı görsel efekt destekli rahatsız edici sahneler de var ki gözlerinizi kaçırabilirsiniz.

Anlattıklarımdan yola çıkarak bunun korkunç bir dizi olduğu, sizi uykularınızdan edeceği gibi şeyler gelmesin aklınıza. Çünkü değil; eh, belki biraz ürpertici.

Bir grup liseli gencin ortak öyküsü olmasından ötürü yeni yeni yaşanan romantik anlar, aile içi sorunlar ve tabii ki bu kızların arasındaki dostluk bağı işlenen konulardan. McKenna'nın spoiler vermemek için söylemeyeceğim özel bir durumu daha var ki ona da özellikle sezonun sonuna doğru vakit ayırıyorlar. Diziyi, One Tree Hill gibi genç yetişkinlere yönelik yapımlarda yer alan R. Lee Fleming Jr. televizyona uyarlamış ve yine aynı kitleye yönelik işlerinden hatırlayabileceğiniz oyunculara görev verilmiş. Bu oyuncular arasında Liana Liberato (If I Stay/Eğer Yaşarsam), Ajiona Alexus (13 Reasons Why/Ölmek İçin On Üç Sebep), Brianne Tju (Scream/Çığlık'ın dizi versiyonu) ve Dylan Sprayberry (Teen Wolf) yer alıyor.

Goodreads'e baktığımızda Zoe Aarsen mahlasını kullanan Alexandra Fletcher'ın yazdığı bu romanın iki devam kitabının daha çıkacağını görüyoruz ama dizinin geleceği şu anda belirsizliğini koruyor. İzlerken keyifli anlar yaşatan ve en azından bir süre akılda kalan bir dünya yabancı dizinin arasından sivrilecek seviyede bir yapım olmasa da ilginizi çektiyse ve gerçekten boş vaktiniz varsa şöyle bir göz atabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...