Thank you, Fiona Paul!
Merakla beklediğimiz Venom/Karanlık Sular, ABD'de yayımlandıktan sadece birkaç gün sonra DEX etiketiyle satışa sunuldu. Rönesans Venedik'inde geçen bu yeni fantastik macerayı okumadan önce, Vampirella'nın yazarla gerçekleştirdiği renkli röportaja göz atmakta fayda var!
Vampirella: Seni Karanlık Sular'ı yazmaya iten neydi?
Fiona Paul: Aslında, bir editörden online yazarlık dersi alıyordum ve tarihi gizemli/romantik bir çalışma yapmak istediğini söyledi. Bir hikaye fikri oluşturmak için beyin fırtınası yaptık ve taslak yazmam için bana meydan okudu. Venedik harika bir lokasyondu, çünkü orayı ziyaret etmiştim ve görkemli mekan ve Rönesans zamanı kitabın ana hatlarına ve ruh haline uyum sağlıyordu.
Fiona Paul: Aslında, bir editörden online yazarlık dersi alıyordum ve tarihi gizemli/romantik bir çalışma yapmak istediğini söyledi. Bir hikaye fikri oluşturmak için beyin fırtınası yaptık ve taslak yazmam için bana meydan okudu. Venedik harika bir lokasyondu, çünkü orayı ziyaret etmiştim ve görkemli mekan ve Rönesans zamanı kitabın ana hatlarına ve ruh haline uyum sağlıyordu.
Vampirella: Bu kitabı farklı kılan ne?
Fiona Paul: Bana göre, Karanlık Sular farklı, çünkü tarihi fakat diğer tarihi kitaplar gibi süper-resmi bir tonda yazılmadı. Tabii ki, bazı insanlar bu sebeple beğenmiyor ama daima plan Karanlık Sular'ı her türde kitap okuru için anlaşılabilir (ve umuyorum ki ilgi çekici) kılmaktı. Kitabın genç yetişkin ve yetişkin okurlar arasında ortak potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Cassandra, günümüz gençlerine benziyor, çünkü kitabın başında kim olduğunu ve kendisi için neler istediğini keşfetmeye başlıyor. Fakat Rönesans devrinde, kızlar genç yaşta evlenip, kendi evlerini yönetiyorlardı, yani bu açıdan modern çağdaki yetişkinlere de biraz benziyor.
Fiona Paul: Bana göre, Karanlık Sular farklı, çünkü tarihi fakat diğer tarihi kitaplar gibi süper-resmi bir tonda yazılmadı. Tabii ki, bazı insanlar bu sebeple beğenmiyor ama daima plan Karanlık Sular'ı her türde kitap okuru için anlaşılabilir (ve umuyorum ki ilgi çekici) kılmaktı. Kitabın genç yetişkin ve yetişkin okurlar arasında ortak potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Cassandra, günümüz gençlerine benziyor, çünkü kitabın başında kim olduğunu ve kendisi için neler istediğini keşfetmeye başlıyor. Fakat Rönesans devrinde, kızlar genç yaşta evlenip, kendi evlerini yönetiyorlardı, yani bu açıdan modern çağdaki yetişkinlere de biraz benziyor.
Vampirella: Haydi Cassandra'dan bahsedelim. Nasıl biri? Onunla aranda herhangi bir benzerlik var mı?
Fiona Paul: Cassandra inatçı, düşünmeden hareket eden, duygusal ve bazen biraz kibirli. İkimiz arasındaki ortak şey, ikimizin de toplum tarafından bize biçilen rolü oynamak istemeyişimiz. Aslında, ben muhtemelen daha çok Falco gibiyim—dalgacı, mantıklı ve yakışıksız şeyleri söylemeyi adet edinmiş.
Fiona Paul: Cassandra inatçı, düşünmeden hareket eden, duygusal ve bazen biraz kibirli. İkimiz arasındaki ortak şey, ikimizin de toplum tarafından bize biçilen rolü oynamak istemeyişimiz. Aslında, ben muhtemelen daha çok Falco gibiyim—dalgacı, mantıklı ve yakışıksız şeyleri söylemeyi adet edinmiş.
Vampirella: Hiç Falco gibi biriyle çıktın mı?
Fiona Paul: Falco'yu çıktığım adamlardan birinden esinlenerek yarattığımı söylemeyeceğim ama kesinlikle, onun gibi büyüleyiciliği sayesinde bana düşünmeden, umursamadan şeyler yaptıran adamlarla çıktım.
Fiona Paul: Falco'yu çıktığım adamlardan birinden esinlenerek yarattığımı söylemeyeceğim ama kesinlikle, onun gibi büyüleyiciliği sayesinde bana düşünmeden, umursamadan şeyler yaptıran adamlarla çıktım.
Vampirella: Güncel okuma listende neler var?
Fiona Paul: Yatağımın yanındaki masada, Michelle Hodkin'den The Unbecoming of Mara Dyer, Susan Dennard'dan Something Strange and Deadly ve Ally Condie'den Reached'i içeren bir kitap yığınım var. Maggie Stiefvater'dan The Raven Boys'u henüz bitirdim ve gerçekten keyif aldım.
Fiona Paul: Yatağımın yanındaki masada, Michelle Hodkin'den The Unbecoming of Mara Dyer, Susan Dennard'dan Something Strange and Deadly ve Ally Condie'den Reached'i içeren bir kitap yığınım var. Maggie Stiefvater'dan The Raven Boys'u henüz bitirdim ve gerçekten keyif aldım.
Vampirella: Yazar olmanın en iyi ve en kötü tarafları neler?
Fiona Paul: En iyi kısmı—sevdiğim bir şeyi yaptığım için bana para ödenmesi dışında ki bu müthiş—diğer yazarları tanıyabilmek. Şubat'ta Penguin Breathless Reads turnesine çıkıyorum ve internet sayesinde, benimle birlikte turlayacak diğer kızlarla şimdiden arkadaş oldum. Kötü şey ise sıkıcı iş dünyası gerçeklerinin bir karışımı: satışlar için endişelenmek, ekstra vergi ödemek (en azından ABD'de böyle), sağlık sigortanın olmaması ve daha geleneksel bir kariyerde sahip olabileceğin izin günlerinin olmaması vb.
Fiona Paul: En iyi kısmı—sevdiğim bir şeyi yaptığım için bana para ödenmesi dışında ki bu müthiş—diğer yazarları tanıyabilmek. Şubat'ta Penguin Breathless Reads turnesine çıkıyorum ve internet sayesinde, benimle birlikte turlayacak diğer kızlarla şimdiden arkadaş oldum. Kötü şey ise sıkıcı iş dünyası gerçeklerinin bir karışımı: satışlar için endişelenmek, ekstra vergi ödemek (en azından ABD'de böyle), sağlık sigortanın olmaması ve daha geleneksel bir kariyerde sahip olabileceğin izin günlerinin olmaması vb.
Vampirella: Konu dışı ama merak ediyorum, istediğin yazarlarla (ölmüş ya da hayatta olan) akşam yemeği yiyebilecek olsaydın, kimleri davet ederdin?
Fiona Paul: Eh, Antony John (Elemental ve Five Flavors of Dumb'ın yazarı) birkaç hafta önce beni bir akşam yemeğine davet etti ve müthiş vakit geçirdim, yani belki de bunu tekrar etmek hoş olurdu. Ayrıca, Libba Bray ve Maureen Johnson ile akşam yemeği yemek isterdim. Muhtemelen herhangi bir şey söyleyemeyecek kadar utangaç davranırdım fakat onların birbirleriyle şakalaşmalarını dinlemek bile çok komik bir yemek olmasını sağlardı.
Fiona Paul: Eh, Antony John (Elemental ve Five Flavors of Dumb'ın yazarı) birkaç hafta önce beni bir akşam yemeğine davet etti ve müthiş vakit geçirdim, yani belki de bunu tekrar etmek hoş olurdu. Ayrıca, Libba Bray ve Maureen Johnson ile akşam yemeği yemek isterdim. Muhtemelen herhangi bir şey söyleyemeyecek kadar utangaç davranırdım fakat onların birbirleriyle şakalaşmalarını dinlemek bile çok komik bir yemek olmasını sağlardı.
Vampirella: Son olarak, Türk okurlarına söylemek istediğin herhangi bir şey var mı?
Fiona Paul: Kuzenim ile eşi birkaç sene Türkiye'de yaşadılar (eşi Amerikan Hava Kuvvetleri'ndeydi) ve ikisi de buna bayıldılar. Yiyeceklerin harkulade olduğunu ve insanların nazik ve misafirperver olduklarını söylemişlerdi. Seyahat etmeyi seviyorum, yani umarım bir gün ziyaret ederim! Ayrıca *derin bir nefes alır* "Benim kitapta ilgi için teşekkür ederiz. Benimle mülakat için teşekkür ederim." Nasıldım? : )
Fiona Paul: Kuzenim ile eşi birkaç sene Türkiye'de yaşadılar (eşi Amerikan Hava Kuvvetleri'ndeydi) ve ikisi de buna bayıldılar. Yiyeceklerin harkulade olduğunu ve insanların nazik ve misafirperver olduklarını söylemişlerdi. Seyahat etmeyi seviyorum, yani umarım bir gün ziyaret ederim! Ayrıca *derin bir nefes alır* "Benim kitapta ilgi için teşekkür ederiz. Benimle mülakat için teşekkür ederim." Nasıldım? : )
Yazarı sevdim. Röportaj da eğlenceliydi. Sanırım röportaj sorularına bir soru eklemişsin, güzel olmuş. Türkiye'ye gelmek istemesi de güzel. Ellerine sağlık Vampirella =)
YanıtlaSilBeğendiğine sevindim. = )
YanıtlaSilAslında, her yazara farklı sorular soruyorum. Bu kitabı çok merak etmem röportajı da özel kıldı sanırım.
Harika bir röportajdı. Çok da keyifliydi. Yazarın Türkçe konuşması da ayrı bir güzeldi. Ellerine sağlık. :)
YanıtlaSilTeşekkürler! Türkçe cümleleri benim de hoşuma gitti.= )
YanıtlaSilThanks for the interest in Venom/Karanlik Sular!
YanıtlaSilOh, thank you so much, Fiona!
YanıtlaSilSonu çok sevimliydi, hehe. :D
YanıtlaSil