fantastik kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fantastik kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Kasım 2018 Pazar

Ön İnceleme: Meleklerin Çılgınlığı

Artemis Yayınları'nın geçtiğimiz günlerde sosyal medyada tanıttığı ve bu seneki İstanbul Kitap Fuarı'nda okurlara sunduğu A Madness of Angels/Meleklerin Çılgınlığı'nı merak ediyorsanız bu yazı tam size göre.

meleklerin_cilginligi_kitap


İlk romanını henüz on dört yaşındayken yazan 1986 doğumlu Kate Griffin'in (Catherine Webb ve Claire North olarak da biliniyor) Matthew Swift serisi, 2009'da okurların karşısına çıkmış. Yayımlanan ilk kitap A Madness of Angels/Meleklerin Çılgınlığı, tahmin edeceğiniz üzere seriye adını veren karakterin başından geçenleri anlatıyor. Şöyle ki ansızın öldürülen büyücü Matthew Swift, iki sene sonra hayata geri dönüyor ve kendini Londra'daki evinde buluyor. Bu saatten sonraysa doğaüstü varlığının amacı onu öldürenden (ve hayata geri döndürenden) intikam almak oluyor. 

Öncelikle belirtmek gerekir ki bu bir genç yetişkin kitabı değil; büyü temalı bir urban fantasy ve yetişkin kitap severlere hitap ediyor.

Romanın ilk sayfalarına göz atmaya başlamadan önce Türkçe baskıdan da kısaca bahsedeyim. Etiket fiyatı 39 lira olan bu kitap, ciltsiz ve 588 sayfadan oluşuyor. Çevirmeniyse daha önce Marilyn Kaye, Bella Andre, Christina Dodd, Kathryn Caskie imzalı bazı kitapları dilimize çeviren Selin Gül Seçer. Bildiğiniz üzere Artemis Yayınları birçok kitabında orijinal kapak kullanmıyor. Bu yeni kitabın kapak tasarımını, orijinal kapakla kıyaslayıp bir fikir oluşturmanız için aşağıya bakmanız yeterli olacak. Serideki bütün kitapların kapak tasarımlarını ise yazının sonralarına doğru bir yerlerde bulabilirsiniz. Bu arada Türkçe kapağın üstünde büyük harflerle "dijital çağın yeni fenomeni" yazdığı dikkatinizi çekmiştir; aslında kitabın orijinal kapağında şu cümle geçiyor: "Digital çağın Yokyer'i... bu sene okuyacağınız en iyi kitaplardan biri" SFX ("Neverwhere for the digital age... one of the best books you'll read this year" SFX) Her şey bir yana taa 2009'da yayımlanmış bir kitabı 2018'de Türk okurlara sunarken "yeni fenomen" denmesi...

A_Madness_Of_Angels


Şimdi Kate Griffin'in bizim için neler yazdığına birlikte göz atalım.

Yazarın "biz" diyerek öyküyü anlatmaya başlamasından görünürde tek kişi olan başkarakter Matthew Swift'in benliğinde (ruhunda?) bir kişiye daha yer açtığını ya da açmak zorunda kaldığını anlıyoruz. Londra'daki evinde gözlerini açtıktan sonra bu gizemli varlığın sesini duyuyor. Evi artık yuvası olmaktan çıkmış; içinde daha önce görmediği eşyaları barındırıyor. Karakter, dolabı açıp kendine ait olmayan kıyafetleri üstüne geçiriyor ve vücudunu kontrol ettiğinde aldığından emin olduğu yaranın yok olduğunu fark ediyor; kemikler düzelmiş, teninde bir iz dahi kalmamış. Aynada eskisinden farklı birini görüyor; en çok da artık kahverengi değil, soluk mavi olan gözleri dikkatini çekiyor. Evde sesler duyduğunda mutfağa yöneliyor ve orada evin yeni sahipleriyle karşılaşıyor. Bu beklenmedik karşılaşma dört kişiden oluşan bu küçük grubu şoke ettiğinden aralarından biri çığlığı basıyor. Evin içinde aniden ortaya çıkan adamın karşısında atılan bu korku dolu çığlık, birtakım şeylerin netleşmesine yol açıyor. İşte o anda Matthew, hayatta sahip olduğu ve sahip olmak istediği her şeyin hiçliğe karıştığını anlıyor. Bu düşünceyle birlikte kendini sokağa atıyor ancak nereye gitmesi gerektiğiyle ilgili hiçbir fikri yok. Yürüyor, düşünüyor, yürüyor...

Artık evsiz kaldığına göre Matthew Swift şimdi nereye gidecek? 
Şu "biz" konusu da ne öyle? Bu vücudu kiminle paylaşıyor? 
Ve en önemlisi de... onu kim öldürdü ve kim hayata geri döndürdü? 

Aslında kitabın konusunun ilgisi çekici olduğunu düşünmüştüm fakat yazarın üslubuyla ilgili olumsuz düşünceler edindim. Henüz kitabın başında olduğumdan, yazarın heyecanlı gelişmeler eşliğinde beni okumaya ikna etmesini bekliyordum ancak o öyküyü detaylara boğmuştu ve bu da okuma isteğini satır satır yok etti.

21 Şubat 2018 Çarşamba

2018 Nebula Ödülleri Adayları Duyuruldu

The Science Fiction and Fantasy Writers of America, çoğunluğu kadın yazarların kitaplarından oluşan bu seneki Nebula Ödülleri adaylarını duyurdu. Birbirinden ilginç kitapların yer aldığı bu listenin yanı sıra Andre Norton Ödülü'ne aday gösterilen genç yetişkin romanlarını ve Ray Bradbury Ödülü için yarışan senaryoları da bu yazıda bulacaksınız. Ayrıca aday gösterilen çeşitli öyküleri, yanlarına eklediğim linkler aracılığıyla okumaya başlayabilirsiniz.

2018 Nebula Ödülleri Adayları



En İyi Roman

  • Amberlough (by Lara Elena Donnelly)
  • The Strange Case of the Alchemist's Daughter (by Theodora Goss)
  • Spoonbenders (by Daryl Gregory)
  • The Stone Sky (by N.K. Jemisin)
  • Six Wakes (by Mur Lafferty)
  • Jade City (by Fonda Lee)
  • Autonomous (by Annalee Newitz)

En İyi Novella

  • River of Teeth (by Sarah Gailey)
  • Passing Strange (by Ellen Klages)
  • And Then There Were (N-One) (by Sarah Pinsker) Oku!
  • Barry's Deal (by Lawrence M. Schoen)
  • All Systems Red (by Martha Wells
  • The Black Tides of Heaven (by JY Yang)

20 Şubat 2018 Salı

Ön İnceleme: Holly Black'in Yeni Kitabı The Cruel Prince

Holly Black'in yeni kitabı The Cruel Prince'ten daha önce 2018'de Yayımlanacak Merak Uyandıran Genç Yetişkin Kitapları yazımda kısaca bahsetmiştim. Yeni yılın ilk günlerinde DEX, sosyal medya hesaplarında kitabın Türkçe tercümesinin yıl içinde yayımlanacağını belirtmişti. Bu yeni yazıda ise kitaba biraz daha yakından bakma fırsatımız olacak.

Holly Black'in Yeni Kitabı The Cruel Prince


Şimdiden ikinci ve üçüncü kitabının da çıkacağı müjdelenen The Folk of the Air isimli bu yeni seri, epey başarılı bir başlangıç yaptı. 2 Ocak 2018'de yayımlanan ve Amazon'da çok satan kitaplar arasındaki yerini alan ilk romanın, Goodreads'te 16,896 kişi tarafından değerlendirildiğini görüyoruz; 8.244 kişi tam puan verirken sadece 174 kişi bir puanı layık görmüş. 

Ben, Holly Black'in fikirlerini ilginç bulur ama kitaplarına temkinli yaklaşırım. Eski romanlarından The Darkest Part of the Forest da beni pek eğlendirmemişti. Bu kitapta işler değişir mi dersiniz?

Öncelikle belirtmek gerekir ki şiddet içeren sahneler okumak size göre değilse bu kitabı okumaya başlamadan önce biraz düşünmeniz yerinde olacaktır. Henüz ilk sayfalarda üç kız çocuğunun gözü önünde kılıçla öldürülen anne babadan bahsediyorum... Son derece rahatsız edici ve okur yorumlarına bakacak olursak kitabın derinliklerinde bizi daha fazla şiddet bekliyor. 

Goodreads'te kan, şiddet, vahşet, insanlık suçu içeren kitapların etiketlerle belirtilmesi hiç fena olmazdı aslında. Hımmm....

12 Şubat 2018 Pazartesi

Yeni Kitap: Strange Grace (by Tessa Gratton)

Bir zamanlar bir cadı, bir iblisle anlaşmıştı ve güven olur mu bilinmez ama efsaneye göre birbirlerini seviyorlardı.



Uzun zaman önce bir köyde şeytanla anlaşma yapılmıştır. Köylüler, bolluk ve bereket karşılığında, doğan her Ölüm Ayı'nda içlerinden genç bir adamı feda edecek, Şeytanın Ormanı'na gönderecektir. Bu yılki Ölüm Ayı her zamankinden de erken görünür ve şeytan kurbanını beklemeye başlar. Bu sırada bir cadı olan Mairwen, arkadaşları Rhun ve Arthur'la birlikte şeytanın peşine düşer.

Tessa Gratton, benim yıllar, yıllar önce keşfettiğim, arkadaşı ve bazen de ortağı Maggie Stiefvater kadar popüler olmasa da başarılı bulduğum bir genç yetişkin yazarı. O zamanlar severek okuduğum kitabı, Blood Magic, adından da anlaşılacağı üzere büyüyle dolup taşan fantastik bir romandı ve Ağustos 2018'de yayımlanacak bu yeni öyküsünde de karşımıza bir cadı çıkacak. Ayrıca bir bakire/genç kız yerine genç bir erkeğin kurban edilmesi fikri de anlatıya farklı bir yön katacaktır.

Ne düşünüyorsunuz?
Okumak ister misiniz?

21 Aralık 2017 Perşembe

2018'de Yayımlanacak Merak Uyandıran Genç Yetişkin Kitapları

On gün sonra gireceğimiz yeni yılda Sarah J. Maas, Victoria Aveyard, Cassandra Clare, Tahereh Mafi ve Marie Lu gibi markalaşmış yazarların, bitmek bilmeyen devam eden genç yetişkin serilerine yeni kitaplar kazandırdıklarını göreceğiz ancak bunun dışında keşfedilmeyi bekleyen koca bir dünya var. Yeni yazarlara ya da tanıyıp sevdiğin yazarların yepyeni çalışmalarına şöyle bir göz atmak istiyorsan şimdi doğru yerdesin. 


1. The Cruel Prince (by Holly Black)



Little, Brown Books'un 2 Ocak 2018'de yayımlayacağı yeni Holly Black romanı The Cruel Prince yeni bir serinin, The Folk of Air'in ilk kitabı olacak.

Elbette onlar gibi olmak istiyorum. Kutsal ateşle dövülen bıçaklar kadar güzeller. Sonsuza dek yaşayacaklar.

Yeterli ipucu verdim mi? Bu yeni seri, perileri ve onların arasında yaşayan ölümlü bir kızı kitaplıklarımıza taşıyacak. 

Yedi yaşında ailesi katledilen Jude, iki kız kardeşiyle birlikte perilerin sarayına getiriliyor. On sene sonra gördüğümüz Jude, ölümlü olmasına rağmen perilerin arasında kendine bir yer edinebilmeyi her şeyden çok istiyor. Ancak periler, insanlardan nefret ediyorlar. Özellikle de kralın en genç ve en kötü oğlu Prens Cardan. Jude, sarayda yaşayabilmek için onu karşısına almak zorunda kalıyor ve işte hikaye böyle başlıyor.

2. Unearthed (by Amie Kaufman & Meagan Spooner)



9 Ocak 2018'de Disney-Hyperion etiketiyle yayımlanacak bu yeni bilim kurgu romanı, Amie Kaufman ve Meagan Spooner'ın ortak çalışmalarından biri ve iki farklı karakterin bakış açısıyla okura sunuluyor. 

Çoktan yok olduğu düşünülen bir uzaylı ırkından aniden bir mesaj gelir. Bu mesajla birlikte müjdelenen yeni teknoloji, insanlığın doğaya verdiği zararı telafi etmeyi mümkün kılabilecektir. Elbette ilk önce bu teknolojiye ulaşmak ve yüzyıllara meydan okuyan ırkın sırlarını keşfetmek gerekmektedir. Jules Addison ve meslektaşları için bu yeni uzaylı kültürü, hayallerin ötesinde bir çalışma alanı yaratmaktadır ancak Amelia Radcliffe gibi azılı yağmacılardan önce harekete geçmeleri gerekecektir.

13 Temmuz 2017 Perşembe

Yeni Genç Yetişkin Kitapları: Temmuz 2017

Güneş tepede parlarken genç yetişkin romanları da kumsala taşınıyor. Bu ay menüde ağırlıklı olarak yaz aşkları ve tek bir oturuşta silip süpürülecek fantastik hikayeler var.



The Morganville Vampires/Morganville Vampirleri serisiyle kitap okunan her yerde adını duyuran Rachel Caine'in kainatın bilgisini barındıran büyülü bir kütüphaneye dair yazdığı  The Great Library kitaplarının üçüncüsü Ash and Quill'i geçtiğimiz salı günü yayımlandı. 18 Temmuz'da ise daha önce blogumda yer verdiğim Aditi Khorana'nın Hint mitolojisi temalı The Library of Fates'i, Lisa Maxwell'in büyü ve zaman yolculuğuyla dolu The Last Magician'ı ve 2015'te ülkemizde de ilk romanı yayımlanan The Conspiracy of Us/Komplo Çemberi üçlemesinin sonu The Ends of the World çıkacak.

Evvela bahsettiğim "yaz okumaları" kategorisinde ise Kasie West'in bir çekilişten kazandığı paranın mutluluk getirmek şöyle dursun, hiç yoktan sorunlara yol açtığını keşfeden bir genç kızı anlattığı Lucky in Love'ıyla Miranda Kenneally'nin mezun olmadan hemen önce lisede yapmak isteyip de yapamadığı her şeyi aradan çıkartmayı hedefleyen bir yüzücüyü anlattığı Coming Up for Air'i liste başı. 

Ayrıca, Paulo Stokes'un YouTube yıldızı sevgilisini bir trafik kazasında kaybeden bir genç kızın yaşadıklarını anlattığı This is How it Happened'ı, Julie Buxbaum'ın iki gencin umulmadık arkadaşlığını anlatan, Sophie Kinsella, Jennifer Niven ve Rainbow Rowell hayranlarının ilgisini çekebilecek What to Say Next'i ve Kara Thomas'ın Pretty Little Liars hayranlara hitap edebilecek suçla örülü gençlik romanı Little Monsters'ı da ayın kitaplarından.

Bu ay bir de toplama öykü kitabımız olacak. Because You Love to Hate Me: 13 Tales of Villainy, adından da anlaşılacağı üzere kötüleri sahneye davet ediyor. Victoria SchwabRenee AhdiehAdam Silvera, April Genevieve Tucholke ve  Nicola Yoon gibi sevilen genç yetişkin yazarları bu antolojiye katkıda bulunan isimlerden. Masalları, kimi zaman iyilerden rol çalan ve hafızalara kazınmayı başaran kötülerin bakış açısıyla yeniden yorumladıkları bu kitapta popüler BookTuber'lar da onlara eşlik ediyor.

Ne düşünüyorsunuz?
Aralarında okumak istediğiniz kitaplar var mı?

28 Kasım 2013 Perşembe

İnceleme: Cruel Beauty

Sadece bir budala kendini Gentle Lord'un evinde güvende hisseder.





Mitolojik Yunan tanrılarına dua eden, parşömeni andıran sahte bir gökyüzünün altında korku dolu ve huzursuz bir hayata mahkum edilen Arcadia halkının kurtuluşu, on yedinci yaş gününde Gentle Lord (Kibar Lord) olarak bilinen kurnaz iblis prensiyle evlenmek zorunda bırakılan ve labirenti andıran şatosunda belirsiz bir geleceğin kollarına fırlatılıp atılan Nyx'in ellerinde.



There's no wisdom in the world that will stop humans from trying to snatch what they want.


Umutsuz ruhların kapısını çaldığı "anlaşmalar kralı" Gentle Lord'un gerçek adı bir sır ve insanlar çağlar boyu ona çeşitli lakaplarla seslenmeyi adet edinmişler. Tatlı yüzlü felaket ve Nyx'e söylediği sahte ismi Ignifex gibi. Üstelik bu ölümsüz yaratık, uzaktan bakınca tam bir aristokrat! Düzgün cümlelerini ve melodik kahkahasını duyman gerek. Yaklaşıp da gözlerinin "insan gözü" olmadığını görünce bir şeylerin ters gittiğini anlıyorsun gerçi. Kendi içinde çelişkilerle dolu bu çok katmanlı karakter, günlerini ölümlülerin bir şekilde daima kaybedeceği anlaşmalar yaparak, gecelerini ise niyeyse çok korktuğu karanlıktan saklanarak geçiriyor. İşte zamanında bu kendi açısından kârlı gözüken anlaşmalardan birini de Nyx'in babasıyla yapmış ve sonuç ortada.

22 Mayıs 2013 Çarşamba

İnceleme: Fairy Tale

Geleceği görebilme yetisine sahip Morgan, bu nedenle okulunda oldukça popülerdir. Bir gün erkek arkadaşı Cam'in başına gelen ilginç bir olay nedeniyle, onun da geleceğini görmeye çalışır ama gizemi tamamen çözmek için Cam ile yüzleşmesi gerekir.


*Düşük dereceli spoiler alarmı.

Cyn Balog, ilk romanında peri mitini ve changeling temasını işliyor. Doğumda periler tarafından kendi diyarlarına götürülen bir bebek, perilerin arasında dışlanarak büyürken, insanlar arasına bıraktıkları peri bebek büyüyor ve genel anlamda normal bir hayat yaşıyor. Perilerin marifeti (!) olan astım hastalığından yakasını kurtarıp okulundaki Amerikan futbolu takımının gözde bir oyuncusu bile oluyor.

On altıncı yaş günü, Morgan için olduğu kadar periler için de önemli. Çünkü insan hayatında sadece doğumda ve on altıncı yaş gününde periler dünyasına açılan portal ortaya çıkıyor. Fiziksel bir görünümü olmayan bu portaldan geçmesi beklenen Cam'i tahmin etmediği bir hayat ve büyük bir miras bekliyor.

Kitabı okurken beni en çok yoran, kesinlikle Morgan'ın karakteriydi. Her şeyle dalga geçebilen Morgan, beni tüm kitap boyunca sadece bir kez güldürebildi fakat espri yapmaya çalışmaktan da vazgeçmediğini söyleyebilirim. (Sevgilisinin değişimini hastalığa yorduğunda bile formunu yitirmemişti.) Benim için can sıkıcı olan düşünceleri ve burjuva tavırlarıyla kitaptan bir nebze soğumama neden oldu. Diğer yandan, sevgilisine sürekli argo hitap şekliyle "Boo" diyen Cam de yardımcı olmuyordu. İşte tam da o anda Pip ile tanıştırıldım. Kitabı okunur hale getiren, absürt davranışlarıyla ilgi çeken ve gizemli geçmişi ile merak uyandıran Pip'di.

Kitabın sonlarına doğru, tahmin edebileceğiniz üzere romantizmin dozu biraz daha artıyor. Öte yandan, beklediğim gibi bir son da olmadı ve Morgan'dan biraz daha soğudum. Şöyle bir dönüp baktığımda, Fairy Tale, okunmadığında büyük şeyler kaçırılacak bir roman gibi durmuyor.

Puan: 2

2 Şubat 2013 Cumartesi

İnceleme: Between the Sea and Sky

Biri denizden, biri gökyüzünden.



*Düşük dereceli spoiler alarmı.

Esmerine henüz siren olmuş bir deniz kızı ve artık birkaç sene önce siren olan ablasıyla birlikte doyasıya vakit geçirebileceği için çok umutlu. Fakat ablası ansızın evden kaçıyor ve Esmerine de hem panikleyen ailesini yatıştırmak hem de ablasını tekrar görebilmek için insanların dünyasına adım atıyor. Deniz kızını bu macerasında destekleyen ise "kanatlı halkın" genç üyesi Alan oluyor.

17 Kasım 2012 Cumartesi

Özel Röportaj: Franny Billingsley

Thank you, Franny Billingsley!


Ülkemizde de yayımlanan Chime/Çan isimli romanın yazarı Franny Billingsley ile gerçekleştirdiğim röportaj karşınızda!

Vampirella: Çan'ı sadece beş kelimeyle tanımlayabilir misin?
Franny Billingsley: Suç ve suçtan arınma.

Vampirella: Bize biraz Briony'den bahset. Aranızda herhangi bir benzerlik var mı?
Franny Billingsley: Briony, benden oldukça farklı. İkimizde de olan ortak tek şey, şarkılara ve şarkı söylemeye olan sevgimiz ve ayrıca yazmaya da.

Vampirella: Sen de bizim gibi büyük bir genç yetişkin edebiyatı hayranı mısın? Bize en sevdiğin genç yetişkin kitaplarını söyle. Bu arada, Jessica Spotswood (Günahkar Doğan'ın yazarı) bana kitabını sevdiğini söyledi, belki de onun kitabını listene dahil etmelisin. =)
Franny Billingsley: Eh, bir süre önce Meksika'ya taşındım ve okumam aksadı. Buraya kitap getirtmek biraz zor. Fakat bir Kindle aldım (geçen hafta!) ve tahmin et neyi yükledim—Günahkar Doğan! Jessica'dan ve kitabından bahsettiğin için teşekkürler. Neyse, yani en son okuduğum kitaplar yeni kitaplar değiller. The Scorpio Races'ı sevdim. Tekrar Wintergirls ve White Darkness'ı okudum ki onları da sevmiştim. Okumamı bekleyenler ise There is No Dog, Grave Mercy ve Various Positions.

Vampirella: Yazın hayatını etkilemiş olabilecek, en sevdiğin yazar (ölü ya da hayatta) kim?Franny Billingsley: Belki I Capture the Castle'ı yazan Dodie Smith olabilir ki o kitaba gençken tapardım ve hala tapıyorum.

Vampirella: Yazar olmanın en iyi ve en kötü yanları neler?
Franny Billingsley: İkisi de aynı, yani ne yaptığını bilmemek. Keşif yolculuğuna çıkmak harika fakat bazen haritanın olmaması da çok kötü! Ormanda dolanıyorsun ve kaybolduğunu sanıyorsun ama bazen akabinde, tüm yol boyunca aslında doğru yöne gittiğini anlıyorsun.

Vampirella: Türkiye'deki hayranlarına söylemek istediğin herhangi bir şey var mı?
Franny Billingsley: Muhtemelen Çan için iki ek kitap çıkacak.

11 Kasım 2012 Pazar

Özel Röportaj: Fiona Paul

Thank you, Fiona Paul!




Merakla beklediğimiz Venom/Karanlık Sular, ABD'de yayımlandıktan sadece birkaç gün sonra DEX etiketiyle satışa sunuldu. Rönesans Venedik'inde geçen bu yeni fantastik macerayı okumadan önce, Vampirella'nın yazarla gerçekleştirdiği renkli röportaja göz atmakta fayda var!

Vampirella: Seni Karanlık Sular'ı yazmaya iten neydi?
Fiona Paul: Aslında, bir editörden online yazarlık dersi alıyordum ve tarihi gizemli/romantik bir çalışma yapmak istediğini söyledi. Bir hikaye fikri oluşturmak için beyin fırtınası yaptık ve taslak yazmam için bana meydan okudu. Venedik harika bir lokasyondu, çünkü orayı ziyaret etmiştim ve görkemli mekan ve Rönesans zamanı kitabın ana hatlarına ve ruh haline uyum sağlıyordu.

Vampirella: Bu kitabı farklı kılan ne?
Fiona Paul: Bana göre, Karanlık Sular farklı, çünkü tarihi fakat diğer tarihi kitaplar gibi süper-resmi bir tonda yazılmadı. Tabii ki, bazı insanlar bu sebeple beğenmiyor ama daima plan Karanlık Sular'ı her türde kitap okuru için anlaşılabilir (ve umuyorum ki ilgi çekici) kılmaktı. Kitabın genç yetişkin ve yetişkin okurlar arasında ortak potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Cassandra, günümüz gençlerine benziyor, çünkü kitabın başında kim olduğunu ve kendisi için neler istediğini keşfetmeye başlıyor. Fakat Rönesans devrinde, kızlar genç yaşta evlenip, kendi evlerini yönetiyorlardı, yani bu açıdan modern çağdaki yetişkinlere de biraz benziyor.

Vampirella: Haydi Cassandra'dan bahsedelim. Nasıl biri? Onunla aranda herhangi bir benzerlik var mı?
Fiona Paul: Cassandra inatçı, düşünmeden hareket eden, duygusal ve bazen biraz kibirli. İkimiz arasındaki ortak şey, ikimizin de toplum tarafından bize biçilen rolü oynamak istemeyişimiz. Aslında, ben muhtemelen daha çok Falco gibiyim—dalgacı, mantıklı ve yakışıksız şeyleri söylemeyi adet edinmiş.

Vampirella: Hiç Falco gibi biriyle çıktın mı?
Fiona Paul: Falco'yu çıktığım adamlardan birinden esinlenerek yarattığımı söylemeyeceğim ama kesinlikle, onun gibi büyüleyiciliği sayesinde bana düşünmeden, umursamadan şeyler yaptıran adamlarla çıktım.

5 Ekim 2012 Cuma

Özel Röportaj: Jessica Spotswood

Thank you, Jessica Spotswood!




Geçtiğimiz günlerde ülkemizde de yayımlanan Born Wicked/Günahkar Doğan, kitap severlerin merakla beklediği fantastik romanlardan biriydi. Daha önce çekilişini de yaptığım kitabın yazarıyla, kısa ama hoş bir sohbet gerçekleştirme fırsatım oldu. İşte tüm konuştuklarımız şimdi burada!

Vampirella: Yazarların çoğunun erkan yaşta yazmaya başladığı biliniyor. Bize ne zaman ve nasıl yazmaya başladığını anlat.
Jessica Spotswood: Dördüncü sınıftayken yazmaya başladım; ilk hikayem büyükannemin ormandaki kulübesi hakkındaydı. İlköğretimdeyken binicilik dersleri aldım ve o zamanlar atlar hakkında hikayeler yazardım. Sonra, altıncı sınıftayken, Gone with the Wind/Rüzgar Gibi Geçti'yi okudum ve tarihe aşık oldum. Lisedeyken, ata binen ve sivil savaş döneminde Amerika'nın güneyindeki çiftliklerde yaşayan kızlarla ilgili birkaç tarihi roman yazdım.

Vampirella: Genç yetişkin romanlarını seviyoruz! Senin en sevdiğin genç yetişkin romanları hangileri?
Jessica Spotswood: Güncel fantastik kitaplardan favori ikilim Kristin Cashore'ın Bitterblue'su ve Franny Billingsley'nin Chime/Çan'ı. Çağdaş genç yetişkin olarak da Stephanie Perkins'in ve Miranda Kenneally'nin yazdığı her şeyi seviyorum ve favori yaz kitaplarım Trish Doller'ın Something Like Normal'ı ve Huntley Fitzpatrick'in My Life Next Door'uydu.

27 Eylül 2012 Perşembe

Özel Röportaj: Marianne de Pierres

Thank you, Marianne de Pierres!


Ülkemizde sene içinde yayımlanan, Night Creatures/Gecenin Yaratıkları serisinin ilk romanı Burn Bright/Kaçış Adası, ilgiyi hak eden, sıradışı bir kitaptı. Şimdi ise kitabın yazarını daha yakından tanıma vakti!

Vampirella: Ixion baştan çıkartıcı ve tehlikeli bir yer. Daimi gecenin, daimi gençliğin ve uykusuzluğun diyarı olduğu belirtiliyor. Bu fikir aklına nasıl geldi?
Marianne de Pierres: Gece hayatı ilgimi çekmişti ve insanlar, uyku ihtiyacı duymasalardı nasıl olurlardı diye merak ettim. Daimi gençlik aklıma daha sonra geldi. Romanlarda sıkça olduğu üzere, fikirler kesişti ve komple bir hikayeye dönüştüler.

Vampirella: Retra ile aranda herhangi bir benzerlik var mı?
Marianne de Pieres: Retra'yla ikimiz zorlu gençlik yolculuklarından geçtik—fakat çoğu insan bunu deneyimlemiştir, yani sanırım bu birçok insanın ortak hikayesi—azınlığın değil. O oldukça ciddi bir karakter ve sanırım bu özelliği paylaşıyoruz.


Vampirella: Gecenin Yaratıkları serisini sadece 5 kelimeyle ifade edebilir misin?
Marianne de Pierres: Aaaah! Zor ama deneyeceğim. Arkadaşlık, kendini-anlama, sadakat, aile, fazilet.

9 Ağustos 2012 Perşembe

Türkçe Edisyonu Hazırlanıyor: The Summoning (by Kelley Armstrong)

Sonunda bir Kelley Armstrong kitabı Türkçe'ye çevriliyor.





Adım Chloe Saunders ve hayatım asla eskisi gibi olmayacak.

Tek istediğim arkadaş edinmek, çocuklarla tanışmak ve sıradan olmaya devam etmekti. Artık bunun ne anlama geldiğini bile bilmiyorum. Diyebiliriz ki herşey, gördüğüm -ve beni gören- ilk hayaletimle başlamıştı.


2008'de HarperCollins tarafından yayımlanan kitap, Darkest Powers serisinin ilk romanı olma özelliğini taşıyor. Biliyorum, kimse görece eski bir genç yetişkin romanı okumak istemiyor. Fakat kitap konusu itibarıyla ilgiye değer.

Kitabın Türkçe hakları, bu kulvarda varlığını göstermek isteyen Alfa Yayınları'nda.

*Not: Yukarıda okuduğun çeviri Vampirella'ya aittir. = )

15 Mayıs 2012 Salı

İnceleme: Kırılgan Sonsuzluk

Seth artık sıradan bir ölümlü olmak istemiyor. Aislinn henüz bir "peri kraliçesi" olmaya alışamadı. Niall ise artık sadece ölümcül bir Gancanagh (bağımlılık yaratan, şehvet uyandıran peri) olmaktan ötesi, Kara Saray'ın tek hükümdarı.




Aislinn onu öptüğünde Seth, ısıya aldırmamaya çalıştı. Orkideler, ufak bir ylan ylang ağacı ve altın rengi dallar odayı doldurdu. Çiçeklerin kokusu nemli havayı daha da ağırlaştırdı.


*Düşük dereceli spoiler alarmı.

Wicked Lovely/Lanetli Sevgili serisi, bildiğiniz gibi "talihsiz aşıklara" odaklanıyor. Bir tarafta, ölümlüyken aşık olduğu Seth'i bırakamayn Yaz Sarayı'nın yeni kraliçesi Aislinn, diğer tarafta Kış Sarayı'nın kraliçesi Donia ile ne zaman bir araya gelseler ölümcül tahribatlara yol açan Yaz Kralı Keenan. Sevdiği kızla kavuşamayan öfke dolu Niall'ı da unutmamak gerek. -- Serinin bir önceki kitabı Ink Exchange/Kara Saray'dan hatırlayacağınız gibi, Niall ve Leslie birlikte olamıyorlardı; bu kitapta, Niall'ın olayların faturasını Aislinn'e kestiğini net bir dille ifade ettiğini görüyoruz.

Saldır bana, Ash. Haydi. Sarayımın, sarayınıza saldırması için bana bir bahane ver. Adamlarım, hassas Yaz Kızları'na işkence etmek için sabırsızlanıyor. Bana, senin perilerinin kanını akıtmaları için onlara izin verme fırsatı sun.


2 Eylül 2011 Cuma

İnceleme: Beyin Okuyan




Neden Kitap tarafından yayımlanan Gifted/Seçilmiş serisinin ikinci kitabı, ilk kitapta tanıştığımız zihin okuyabilen Jenna isimli karaktere yoğunlaşıyor.

İlk olarak, kitabın son derece amatör bir çeviriye sahip olduğunu belirtmeden edemeyeceğim. Gerek Amerikan kültürünü tanımamaktan ileri gelen, günlük deyişlerin yarım yamalak çevirileri, gerek kitabın adına kadar sirayet eden "beyin okuyan" tarzı mantıksız hatalar kitaptan alacağınız zevki baltalayacaktır. Öte yandan, elimizdeki kitap ilki gibi bir çırpıda okunabilecek kadar eğlenceli.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...