22 Aralık 2012 Cumartesi

İnceleme: The Lost Prince

Bir periyle asla anlaşma yapma.




Ortadan kaybolan kız kardeşinin peri dünyasında kraliçe olduğunu bilen (ve bu durumdan pek hoşnut olmayan) Ethan Chase, kendi hayatını perilere "bulaşmadan" yaşamaya çalışıyor. Her ne kadar zarar görebilecekleri endişesiyle çevresindeki insan sayısını artırmaya yanaşmasa da okulda saldırıya uğradığını gördüğü yarı-peri çocuk Todd'a yardım etmeden duramıyor.



Because if the fey know you can see them, they tend to make your life a living hell.




Kitabın aslında pek orijinal bir açılış yaptığını söyleyemeyiz. Fakat  olaylar zamanla gelişiyor ve akabinde ana karakterin periler diyarına adım atmasıyla kitap şenleniyor. Nevernever isimli bu diyarda karşımıza çıkan konuşan kedi Grimalkin, ilk anda akla Alice's Adventures in Wonderland/Alis Harikalar Diyarında'nın meşhur Cheshire Kedisini getiriyor ve kitabın belki de en ilginç karakteriyle karşılaştığımızı hissettiriyor. Yolcuklarının bir kısmında "insanlara" önderlik eden bu ilginç peri, Ethan ve arkadaşı Kenzie'yi (aslında bizleri) perilerle ilgili bazı konularda da aydınlatıyor.



Evil, evil, sneaky kitty! Bite his tail off! Pull his toes out! Burn, burn!


Ethan'ın ablasının yönetimdeki iron fey isimli peri ırkı, diğer periler arasında derhal göze çarpıyor. Şu ana kadar hayal ettiğimiz canavarlara pek benzedikleri söylenemez. Çünkü adı üstünde, onlar demirden yapılma ve bu açıdan bakınca, steampunk romanlarından fırlamışa benziyorlar. Ethan, ablasının huzuruna çıkmaya geldiğinde, bana biraz Prag'ı hatırlatan şehri, "Viktorya Dönemi Londra'sının steampunk bir versiyonu" olarak nitelendiriyor. Böylece, yazarın ilham kaynaklarından birini öğrenmiş oluyoruz.



This, she said, gazing up at the branches, is Shakespeare's Garden. The most famous human of our world. We come to this place to pay tribute to the great Bard, the mortal who opened people's minds again to magic. Who made humans remember us once more.


Kitaptaki karaterlerin çoğu ilgi çekici. Fakat yukarıda bahsettiğim Grimalkin ve The Dark Muse olarak da adlandırılan kötü Kraliçe Leanansidhe benim favorilerim oldular. Diğer yandan, Kenzie'ye bir çırpıda ısındığımı söyleyemem. Çoğu kez, her sorduğu soruya cevap beklemesi, sürekli istediklerini elde etme hırsı ve merakı ile Ethan'ı resmen boğuyor gibi hissettim.



You create music with words and sentences, not notes. Well, here is my bargain, my pet—I will offer you a little of my... shall we say 'divine inspiration' for a very special price I'm willing to commission.


Julie Kagawa'nın The Iron Fey serisini, bir yandan merak etsem de Melissa Marr'ın Wicked Lovely/Lanetli Sevgili serisinden farklı bir şeyler sunamayacağından endişe ederek okumayı düşünmemiştim. Fakat The Iron Fey'in yan serisi olarak sunulan The Call of Forgetten'ın ilk kitabı The Lost Prince, bu düşüncemi değiştirdi. Çünkü buradan bakıldığında, Julie Kagawa'nın perileri ve kurduğu evren ilgi çekici ve okumaya değer görünüyor.


Orijinal Adı: The Lost Prince
Yazarı: Julie Kagawa
Anahtar Kelimeler: Periler, Yolculuk, Macera, Arkadaşlık.
Puan: 4


3 yorum:

  1. İlgimi çekti okuyabilirim :)

    YanıtlaSil
  2. Çok merak ettim kitabı elime alsam bir çırpıda bitireceğime eminim.... :)(:

    YanıtlaSil
  3. Methini çok duydum. Elimde iki kitabı da var. Umarım ben de bir an önce bu dünyaya dalabilirim. Yorum için teşekkürler, Vampirella! =D

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...