İnceleme: Switched

*Düşük dereceli spoiler alarmı.

Bu kitapta, henüz altıncı yaş gününde, ufacık bir çocukken annesinin saldırısına uğrayan Wendy'nin, varolduğunu bilmediği bir diyarın prensesine dönüşme sürecini okuyoruz. Yol boyunca, akıl çelen sırlar, görkemli bir krallık, doğaüstü güçler ve usulca gelişen bir aşk hikayesi iç içe geçiyor.

Changeling temasının işlendiği romanda, bebeği değiştirilen Kim, aklını yitirecek raddeye geliyor ve Wendy'yi altıncı yaş gününde bıçaklıyor. Hiçbir şeye anlam veremeyen küçük kız ise halası ve çok sevdiği ağabeyi tarafından büyütülmek üzere, artık akıl hastanesinde kalan Kim'den uzaklaştırılıyor. Zamanla, tam da hiçbir yere ait olmadığı hissine kapıldığında Finn ile karşılaşıyor. Finn'in görevi ise onu Trylle adı verilen troll ırkının yaşadığı bambaşka bir dünyaya, kraliçe annesinin yanına götürmek.

Kitabı okurken, Wendy ile birlikte biz de bu gizli troll dünyasını ve troll ırkına verilen çeşitli süper güçleri keşfediyoruz. Bölümler arası geçişleri bir çırpıda yapan yazar, sayfaları çevirmemiz için elinden geleni yapmış gibi görünüyor. Kraliçe Elora, Rhys ve Tove gibi kitabın yan karakteri de etten kemikten; yani ortalıkta boş boş dolanan kimliksiz karakterlerden değiller.

Bu romanın en büyük artısı, ortada vampirimsi meleklerin ya da meleğimsi vampirlerin olmaması. (Edward'a kanat ekledim, adını da değiştirdim, oldu bitti. Değil.) Bunun yerine, daha önce okumadığımız, farklı karakteristik özelliklere ve doğaüstü güçlere sahip troll ırkı var. İnsanlar arasında büyü gücüyle gizlenen bu varlıkların kendi monarşileri, kast sistemleri ve savaştıkları kadim düşmanları mevcut. Dolayısıyla, yazar şu ana kadar yazılanları bir kenara bırakıp kendi hayal gücünü konuşturmayı başarmış.

Geriye dönüp baktığımda, piyasadaki tonla paranormal romance'in arasından sıyrılan Switched'i okuduğuma pişman olmadım diyebilirim.

Puan: 5