19 Haziran 2015 Cuma

Translation Diary | Çeviri Günlüğü #3: The Heir

Yeni Translation Diary | Çeviri Günlüğü yazımla karşınızdayım!

Bugünkü konumuz...

The Heir!



Neredeyse her zaman çevireceğim kitabı seçme şansım olmasına rağmen -çok şükür!- profesyonel bir çevirmenin hep önceden okuduğu ve sevdiği kitaplar üzerinde çalışması mümkün değil. Çoğu zaman çevirmemi önerdikleri kitapları tek tek inceleyip seçim yapmak bana keyif veriyor. Diğer yandan, eh, biraz stresli olduğu da söylenebilir. Seçmediğin bir kitap bazen boynu bükük kalıyor gibi geliyor insana... Belki de asla yayımlanmayacak diyorsun. Tabii bir de Every Day gibi, The Heir gibi kitaplar var, özellikle çevirmek istediğim!

The Heir, artık tanıdığım, sevdiğim, alıştığım karakterlerin yer aldığı bir roman. Her ne kadar America, Maxon, Aspen ve diğerleri arka planda dolansa da saraydaki varlıkları hem okuma hem çeviri sürecini şenlendirdi. (Aralarından kitapta en çok yer bulan Maxon.) Ayrıca, bu kitapta tanışacağınız Eadlyn'e Türkçe sesini vermek de keyifliydi.

Eadlyn, sarayda doğup büyümüş, kraliçe olmak için yetiştirilmiş bir genç kız olduğundan halkın içinden sıradan bir kız gibi konuşmadığını tahmin edersiniz. Kimi zaman üslubuyla babası Maxon'ı andırdığını söyleyebilirim. Ancak onun Maxon gibi birilerine "my dear" demesi ve buna karşılık terslenmesi de söz konusu olamaz. = ) Özellikle samimi olmadığı insanlarla etkileşime girdiğinde bilinçli olarak daha mesafeli, kimi zaman buz gibi soğuk ve gardı hazır. Samimi olmadığı insanlar derken... Seçim'deki erkeklerin çoğundan bahsediyorum aslında. Bu nedenle karakterin söylediklerini dilimize çevirirken hem anlamı versin hem de duruşunu yansıtsın diye özen göstermem gerekiyordu.

İşte kitabın dokuzuncu bölümünden tüm bu anlattıklarımı size hissettirecek bir alıntı:

Diğer çocuk önümdeydi, beni selamlamak için başını kaldırdı.
“Hale Garner, Prenses Hazretleri.”
“Hoş geldiniz sör.”
“Bizi evinize aldığınız için çok teşekkür ederim. Size layık olduğumu her gün biraz daha kanıtlamayı umuyorum.”
Merakla başımı kaldırdım. “Sahi mi? Peki, bugün nasıl kanıtlayacaksın?”


Nasıl ki genç kızların katıldığı eski Seçim'de unvanları "leydi" ise ki dilimizde olmamasına rağmen bunu kitabın ruhunu korumak adına bıraktıysam, buradaki erkeklere de "sör" şeklinde hitap edilmesini uygun gördüm. Tıpkı Kiera Cass'in yazdığı gibi.

Son olarak demek istediğim şey... Merak etmeyin! DEX'in artık on binlerce kitap severe ulaşmış bir serinin yeni romanını çok bekletmek gibi bir niyeti yok. Şu anda her şey planlı bir şekilde ilerliyor.

Size nasıl çeviriyi aldığım anda haber verdiysem kitapla ilgili gelişmeleri de vakti geldiğinde paylaşacağım. Bu nedenle takipte kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...