Bu şehirde isteyen herkes lisans alarak bir vampirin yardımıyla "ölümsüzler kervanına" katılabiliyor. Fakat sonsuza kadar kendi kahkahanızdan vazgeçmeniz, güneşe çıkarken astronot misali koruyucu bir kıyafet giymeniz ve vampirlerden hoşlanmayan "insan takımıyla" baş etmeyi öğrenmeniz gerek.
Team Human, konusu itibarıyla Twilight/Alacakaranlık'ın taban tabana zıttı, kendini ciddiye almayan, eğlenceli bir genç yetişkin romanı. Bu kitapta, Edward ve Bella misali aşk yaşayan, 18. yüzyılda doğmuş vampir Francis ve lise öğrencisi Cathy çok daha realist bir ortamdalar.
Vampirler kendilerine ait "shade" denilen bölgelerde yaşadıkları için insanlarla çok içli dışlı değiller. Fakat arasıra insanlarla arkadaş olduklarını, evlendiklerini ve hatta evlat edindiklerini görüyoruz. Örneğin; Kit, öz ebeveynleri tarafından vampirlerin kapısına bırakılmış, istenmeyen bir bebekken, bir vampir tarafından evlat ediniliyor. Kit, bu vampirin bağlı olduğu shade'de büyüyor ve insanlar hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyor. Tabii ki bu durum, mantıklı ve ayakları yere basan Mel'i oldukça şaşırtıyor.
Mel'in ayrımcılıktan yana, nefret dolu bir insan olmadığını biliyoruz ama vampirlerle yakınlaşmayı da kesinlikle onaylamıyor. Hayalperest ve son derece romantik arkadaşı Cathy'nin, Francis'e vurulması endişelerini bin kat artırıyor. Özellikle Cathy, kaderini değiştirecek "ölümsüzlük" seçeneğiyle karşılaştığında, Mel elinden geleni yaparak, arkadaşının yanlış karar vermemesini sağlamaya çalışıyor. Vefalı ve sadık bir arkadaş olduğunu her hareketinden anlayabiliyoruz. Arkadaşı için kendini birçok kez tehlikeye atmasıyla da kendini ıspatlıyor.
Mel'in diğer "en yakın arkadaşı" Anna'nın problemi ise babasının görünürde vampir bir kadınla birlikte olabilmek için ailesini terk etmiş olması. Buradan yola çıkarak, kitabın ikinci yarasında Mel ve Kit'in "dedektiflik maceralarını" okumaya başlıyoruz. Anna'nın babasına tam olarak ne olduğu, kitabın sonuna kadar gizemini koruyor.
Kitabın, birden fazla olayı tek bir bütün içinde anlatmaya çalışması, ana odak noktasından ayrıldığını hissettiriyor. Mel'in, Cathy ile Francis'in birleşmelerine engel olmasını okurken, bir anda Anna'nın kayıp babasının peşine düştüğünü, dedektifliğe soyunduğunu görüyoruz. Diğer yandan, kendini sorguluyor ve Kit ile karmaşık bir ilişkiye adım atıyor. Aksiyon yüklü bir kitap olmaya çalışırken, okuru biraz yorabilecek seviyede "dolu" bir romana dönüşmüş. Öte yandan, yer yer eğlendirici olmayı ve güldürmeyi de başarıyor. Tabii kahkaha atamayan bir vampir değilseniz!
Adının İnsanlar Takımı olması benim aklıma vampir ve insanların arasının aşırı bozuk olması ve aralarında büyük bir savaşın olduğu gelmişti. Bayağı uçmuşum. Türkçeye çevrilirse alabilirim.
YanıtlaSil