A New Dawn: Your Favorite Authors on Stephenie Meyer's Twilight Saga, adından da anlaşılacağı üzere Stephenie Meyer'ın dünyaca ünlü genç yetişkin paranormal romance serisi Twilight/Alacakaranlık ile ilgili makalelerden oluşan bir kitap.
Kitaptaki yazarlar arasında Cassandra Clare, Rachel Caine ve Ellen Steiber gibi ünlü isimler yer alıyor ve kitabın editörlüğünü Crank'den hatırlayacağınız Ellen Hopkins yapmış.
Bu kitap için, serinin hayranlarının keyifle okuyacağı makalelerle dolu diyebilirim. Özellikle, Cassandra Clare'in "Sevgili Güzin Abla," tadında yazdıkları tek kelimeyle muhteşemdi ve yüksek sesle kahkaha attım. Atılmayacak gibi değil; Nosferatu'nun "kemirgen ile dünya kupası arasında bir şey" olduğundan bile bahsediyordu. Bu hatun gerçekten çok yetenekli.
Tüm makaleler bu kadar komik değil fakat eğlenceli olmadıklarını da söyleyemem. Sinemadan, televizyon dizilerinden, vampir/kurtadam edebiyatından ve halk efsanelerinden örneklerle renklendirilmiş incelikli yazılar var. Vampirlerin nasıl o ruhsuz ve vahşi yaratıklardan (canavarlardan) bugünkü Edward kıvamına ulaştığını da yazarlar bir kez daha ortaya koymuş. Her ne kadar mitik zamanda var olan, sonsuz yaşamı simgeleyen kan içiciler de olsalar, genel görüşlerden biri de insan ruhunun derinlerinde gizlenen "suçlu zevklerin" dışa vurumunu temsil ettikleri yönünde. Bilhassa kadınların toplum tarafından dikte edilen rollerine sıkı sıkıya bağlı olması beklenilen Viktorya döneminde yazılan "canavarlı kitapların" bu amaçla kaleme alındığı iddia ediliyor.
While the nineteenth century vampire might not have been handsome or what we think of as romantic, he enabled guilt-free fantasies of desire.
Bunların yanı sıra, "küçük kasabaların" lanetli tarihi ve Forks üzerine de bir makale bulunuyor. Garip ama kitaplardan ve film uyarlamalarından sonra insanların akın akın gittiği kasabaya aslında Meyer bile kitabını yazmadan önce gitmemiş.
Kitaptaki bir makalede de Heathcliff (Wuthering Heights/Uğultulu Tepeler) ile Edward'ın talihsiz bir kıyaslaması yapılıyor. Yazarın amacı, edebiyat klasiklerinde genç kızların (daha çok o kitapların popüler oldukları dönemlerde, diyelim) aşık oldukları karakterlerin (Romeo, Heathcliff ve Darcy) Edward ile kıyaslamak ve sonuç olarak Edward'ın tüm bu karakterlerin iyi özelliklerine sahip olup üstüne bir de "ekstra cool özellikler" eklediğini ortaya koymak. Bu konu hakkında sabaha kadar konuşabilirim fakat şimdilik sadece, Heathcliff'in gerçek hayatta var olamayacak bir tür "romantik kahraman" değil, tam tersine kusurlu ve belki de bu nedenle son derece gerçekçi, etten kemikten bir insan olarak resmedildiğini unutmamak gerektiğini belirtmek istiyorum. Yani, Romeo ve Darcy'nin aksine Heathcliff ile Edward'ı kıyaslamak gerçekten... Zor.
İlgi çekici makalelerden biri de Lord Byron'dan ilham alınarak yaratıldığı iddia edilen edebiyatın ilk vampiri diyebileceğimiz Lord Ruthven ile ilgiliydi. Lord Byron, zamanında giydiği simsiyah kıyafetler kadar skandallarla dolu hayatıyla da gözleri üzerine çekmiş ve zamanında Lady Caroline Lamb tarafından "kaçık, kötü ve tanışmak için fazlasıyla tehlikeli" biri olduğu belirtilmiş. Hımm, vampir kumaşı.
It's also believed that Polidori, who was Byron's physician, based his vampire villain on Byron himself. Near as I can tell, Polidori's vampire, Lord Ruthven, is the original blueprint for all of the romantic vampires who've followed. Strangely enough, our current notion of the charismatic and sexy undead really began with a notorious British poet.
Şöyle bir baktığımızda, ilginç bilgilerin, üzerinde düşünüldüğü belli olan ve zaman zaman da sadece güldürmeyi amaçlayan makalelerin yer aldığı bu kitap, Twilight/Alacakaranlık evrenine ilgi duyan okurların bir fincan çay eşliğinde hızla tüketebileceği türden.
Puan: 4
Puan: 4
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder