*Düşük dereceli spoiler alarmı.
138 sayfalık bu novella'da on yaşını geçen her çocuğun artık yetişkin sayıldığı ve ebeveynleriyle birlikte yaşadığı Taboo köyünden ayrılıp çocuklara özel bir malikaneye götürdüğü bir distopya anlatılıyor. Bu yeni evin bulunduğu yer, aslında minik bir sahil kasabası. Kasabalarının sınırını çizen duvardan uzak durdukları sürece kendi inançları ve kendi yöntemleriyle yaşayan çocuklar, zamanla diktatöre dönüşen liderlerine karşı isyan edecek noktaya geliyorlar.
Olaylara dahil olduğumuzda, çocukların lideri Sol ve yandaşları ile tanışıyoruz. Herkese emir veren ve gittikçe çığrından çıkan Sol, genç kızlardan birini rızası dışında erkek kardeşi Ben ile evlendirmeye çalışacak kadar ileri götürüyor işi. Tabii buna bir dur diyecek olan da kızın arkadaşı ve kitabın baş karakteri Leia oluyor.
The Island, bana üniversitede felsefe derslerinden birinde izlediğimiz Lord of the Flies/Sineklerin Tanrısı sinema uyarlamasını hatırlattı. Çocukların kendi başlarına yaşadıkları bölge, o filmdeki/kitaptaki adaya fazlasıyla benziyordu. Fakat The Island'ın üzerine bir de nereden estiğini bilmediğim Star Wars sosu eklenmiş. Konsepte tamamıyla yabancı gibi dursa da yazar hikayeye dahil etmek için uğraşmış ve evet, insanların uygun koşullar dahilinde her şeye inanabileceklerini vurguladığı için sorum teşkil etmiyor. Yine de metindeki bazı detaylar... Absürt duruyor.
Bu öykünün en ilgi çekici yönü, kesinlikle The Wall/Duvar'ın arkasında ve denizlerin ötesinde nelerin olduğunu merak ettirmesiydi. Bu konuda, baş karakterimizle yolu kesişen Duvar'ın arkasındaki halkın (The Fools olarak geçiyor) üyesi Waltz kitaba romantik bir dokunuş da yapıyor.
The Island'ın üzerinde biraz daha uğraşılsaymış çok daha iyi bir öykü olabilirmiş. Fakat seri ilerledikçe geliştirilebileceğini düşünüyorum.
Merak ettim.
YanıtlaSil