Kitapsız yaşayamayan birçok okur bir şeyler karalıyor ve hepsinin farklı bir sebebi var yazmak için. Kimisi için resmen dünyayla baş etme yöntemi, kimisi can sıkıntısından yazıyor, kimisi de sadece anlatmak için. Sen de bir şeyler yazıyor musun? Yazdıklarımı okumak ister misin?
Goodreads'te şu anda sadece iki öyküm bulunuyor. Canın göz atmak isterse:
*Güncelleme:
Yeni öyküler için profilimi ziyaret etmeyi unutma. = )
Yazdığını bilmiyordum! Çok merak ettim, hemen okuyayım. :3
YanıtlaSil--TOKYO SPOILER--
YanıtlaSilTokyo'nun sonunda ana karakter sustalıyı adamı öldürmeden nasıl gömleğinin ortasına saplıyor anlamadım doğrusu :) İnsan bedeni düşündüğümden daha mı dayanıklı yoksa?
Hem okur hem yazar gözüyle şöyle bir bakalım... Bence hem kullanılan bıçağa (burada özel üretim, ufak bir sustalıdan bahsediliyor) hem de özellikle kullanan kişiye bakmak gerekiyor. Sıradan bir insan, niyeti ne olursa olsun bıçakla ölüm saçabilir, hatta yanlışlıkla kendini öldürebilir. Bizimki ise bir profesyonel; öldürmek ya da hafif/ağır yaralamak söz konusuysa ne yapacağını bildiğini hissettiriyor. (Hissettirmesi amaçlanmış.) Belki eğitimli, belki de senelerin tecrübesine sahip. Açıkça söylenmese de... Olayın sonrasını okuduğumuzda "öldürme amacıyla" orada bulunmadığını anlıyoruz. Aynı şekilde üst gövdeye ya da bambaşka bir noktaya öldürme amacıyla yapılan bir veya birkaç darbede kuşkusuz karakter ölürdü. Amaç öldürmek olsaydı, karakter de muhtemelen buna hazırlıklı olarak gelirdi. Tercih edeceği bıçak/silah farklı olabilirdi. Ortam da kesinlikle buna göre değişirdi. Karakterin bulunamayacağı, hafif bir yaralanma dahi olsa kan kaybından öleceği bir ortamda, belki ıssız bir yerde ya da yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığı bir mekanda olabilirlerdi. Bu arada, "gömleğinin ortasına" denildiğinde okuyucunun aklına belki bıçağın direkt karakterin kalbine saplandığı gibi bir şey gelmiş olabilir ki kastedilen bu değildi. Kısacası, bıçak türü, mekan, karakter üzerinde düşünülmüş ve sonrasında yazılmış bir hikaye. = ) Çeşitli sorular sormadan ve cevapları verilmeden bu tarz bir hikaye yazmak mümkün olmuyor. Sürekli aklında ("Peki ya öyle olsaydı?" ya da "Nasıl olur?" gibi) sorular oluyor ve cevapladığın ölçüde yazabiliyorsun. Tabii ki günün sonunda önemli olan okuyucunun ne aldığı ve yazan kişinin okuyucuya bunları ne kadar verebildiğidir, bana soracak olursan.
Sil