İnceleme: Music of the Heart

*Düşük dereceli spoiler alarmı.

Hazır New Adult Romance türü ülkemizde de popülerlik kazanmışken okumaya karar verdiğim Music of the Heart, problemli karakterleri ve klişe hikayesiyle, okuru en fazla bir nebze eğlendirebilecek ve ötesine geçemeyecek bir romandı ne yazık ki.

Dini değerlerle büyütülmüş ve Christian rock türünde müzik grubu olan ağabeylerinin peşinden sahneye çıkıp şansını denemek isteyen Abby, yanlış otobüse bindiğinde kendini Runaway Train isimli rock grubunun vokalisti Jake Slater'ın yatağında bulur. Evet, bir şekilde ilk karşılaşmaları Jake'in yatağında oluyor. Çünkü Jake, onu sonradan başlarına iş açacak groupie'lerinden biriyle karıştırıyor. Sonrasında "bakire kızın" aralarında barınamayacağı, kendini kaybedeceği gibi absürt iddialarda bulunup Abby'yi bir hafta tur otobüslerinde kalmaya ikna ediyor. Sonrası, şamata, seks ve bolca gözyaşı içeren garip bir hikaye.

Kitabın en problemli kısmı, kesinlikle karakterleri. Hem Abby'nin hem Jake'in bakış açılarından yazılan hikayede karakterlere inanmak epey güç. Normal hayatta bırak karşılaşmayı, hayal ederken bile zorlanacağınız tutarsız insanlar. Dini bütün ailenin eline erkek eli değmemiş kızı, sırf bir laf yarışında kendini haklı göstermek için önce "Like a Virgin"i söyleyip uçuk dansını sergiliyor, sonra da yeni tanıştığı bu çocuğa kucak dansı yapıyor. Hem de kamyoncuların uğrak yeri olan bir yol lokantasında! Sonra yine aynı kız, hangi tecrübesine dayanıyorsa, sürekli "aşk budur, bebeğim, "aşk şudur yavrum" tadında laflar edip duruyor. İlk defa aşık olan insan böyle laflar eder mi? Sadece karakterlerin üzerinde durulmadan yazılmış bir romanda. Diğer yandan, önüne gelenle düşüp kalkan ve kitabın ilk yarısında "manwhore" olarak adlandırılan Jake, kısa sürede bu kıza aşık olup cinsel geçmişinden utanıyor, sıkılıyor, kaçıyor, ağlıyor, özür diliyor ve tekrar özür diliyor. Aman tanrım. Tek başına bile sevimsiz duran bu iki karakter, birlikteyken hiç çekilmiyorlar. İkisi de zaman zaman "15 yaşında çocuğa" bağlıyor, yaşlarından beklenilen davranışları sergilemiyorlar. 

Ana karakterlerde durum buyken, yan karakterlerden bahsetmeye gerek bile yok fakat bir an için Jake'in annesinin o boşluğu doldurabileceğini umut etmiştim. Fakat üzerinde çalışılması gerektiği belli olan karakter, geri planda kalmış ve potansiyelini kaybetmiş.

Easy read'lerden çoğunlukla salt eğlence beklememiz gerektiğini biliyorum. Kitabın eğlenceli noktaları da yok değil fakat dişe dokunur bir şeyden bahsetmem de mümkün olmayacak. Yine yatak muhabbetini konu alan Good in Bed/Yatakta İyi'nin audio versiyonunu dinlerken kahkaha attığımı hatırlıyorum. Katie Ashley aynı anda hem eğlenceli hem seksi hem de romantik bir kitap yazmaya çalışmış ama olmamış.

Puan: 1