romantik kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
romantik kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Haziran 2017 Cumartesi

İnceleme: Built


Jay Crownover'ın yeni yetişkin serisi Marked Men/Dövmeli Adamlar'ın spin-off'u Built'te, küçük ekibiyle birlikte kendi haline terk edilmiş yıkık dökük evlerin renovasyonunu üstlenen Zebulon Fuller ve aile hukuku alanında uzmanlaşmış avukat Sayer Cole, okura dış görünüşleri, karakterleri ve yaşam tarzlarıyla birbirine zıt kutuplarda yer alan iki karakter olarak tanıtılıyorlar. Zeb, hissettikleri yüzünden okunan, sıkı dostları olan, işinden dolayı sürekli kir pas içinde dolaşan bir adamken Sayer ciddi ifadeli, kendi duygularıyla dahi arasına mesafe koyan, genellikle işinin gerektirdiği resmi kıyafetlerle görülen bir kadın. Sayer, katı, kuralcı ve kontrolü elinde tutmayı seven babasının ölümüyle birlikte bir kardeşi (yukarıda bahsettiğim serideki Rowdy) olduğunu öğrenip Seattle'daki hayatını geride bırakarak Colorado'ya taşındığında Zeb'le de ilk kez karşılaşmış oluyor. 

Şu ana kadar yazılmış en uç noktalardaki insta-love hikayelerini okuduğunuzu düşünüyorsanız, bir de Built'e göz atın. Giriş bölümünün ilk cümleleriyle başlayan  çekimin yoğunluğu sayfalar ilerledikçe katlanarak artıyor. "Onunla bir barda tanıştım. Pahalı bir kadehten şampanya içmesi gerekirken elinde bir bira şişesi vardı ve bu beni izah edilemez şekilde baştan çıkarttı." Evet, kitap Zeb'in ilk kez gördüğü Sayer hakkında söylediği bu iki cümleyle açılıyor. Sayfalar, sayfalar boyunca akla gelebilecek (ve gelmeyecek) her şeyden nasıl da etkilendiklerini anlatıyorlar. "Alet çantasını masaya fırlatıp her şeyi zangırdattı ve ben de biraz titredim çünkü bu ses bile seksiydi." Hayır, hayır, bu niyeyse kendini ısrarla ciddiye alan bir romance kitabı ve kahkahalarla gülmemiz için yazılan bir sitcom senaryosu değil.

Pekala, ciddiyetimi korumaya çalışacağım.

15 Ağustos 2015 Cumartesi

İnceleme: Flaw

Kusursuz görünmek kusursuz olduğun anlamına gelmez.



Zengin, sevgiyle şımartılmış, her istediğini almaya alışkın ve sorumsuz Josh, sahte ismi ve sahte telefon numarasıyla kandırdığı kızları götürebileceği bir yer aradığı için ev ilanını gördüğü Aidan'ın dairesini paylaşmaya başlar. Bir dövmecide çalışan Aidan'ın yüzünde insanların irkilmesine neden olan büyük bir yara izi vardır ve bu nedenle iç mekanda bile güneş gözlüğü takar, kapüşonlusunu mutlaka giyer, geceleri dışarı çıkmayı tercih eder, sonuç olarak toplumdan uzaklaşır ve evinden çıkmayan arkadaşı Becca ile günlerini geçirir. Pembe saçlı, dövmeli, sürekli eşofmanla ve terlikle dolaşan Becca da insanların farklı gözle baktığı, sürüden ayrılan bir kızdır. Ortaya bir de "Miss Perfect" lakaplı Jordyn çıkınca bu dört insanın hayatı allak bullak olur. Jordyn, Aidan'la birlikte olmak ister. Aynı şekilde Josh da Becca'yla. Hisler karşılıklı olsa da aradaki farklılıklar işleri zorlaştıracaktır.

13 Temmuz 2015 Pazartesi

İnceleme: İşgalci


İlk kitapta dünyaya bir değişim programı vesilesiyle gelen Aelyx'in, Cara'nın da sonsuz desteğiyle zaman içinde bulunduğu ortama bir nebze alışmaya başladığına şahit olmuştuk. Ancak alışmak, sevmek anlamına gelmiyor ve işte bu kitapta bir sonraki emre kadar birlikte yaşamaya mahkum edildiği bu topluluğa uyum sağlamak zorunda bırakılıyor. Çünkü görevi, kendisini  -dolayısıyla tüm Lehrlileri- dünyalıların gözünde düştüğü kötü durumdan kurtarmak ve bunun için de evvela kendisini halka sevdirmesi gerekiyor. 

Tıpkı Aelyx gibi Cara da gönderildiği uzak gezegende yaşamanın ne demek olduğunu öğrenmek zorunda kalıyor. Şekerin üretilmediği, televizyon ya da sinema gibi kafa dağıtmamızı sağlayan en temel araçlarının olmadığı, yeşilliğin yetişmediği, binbir teknolojiyle donatılmış bir gezegenden bahsediyorum. Mutlaka çamaşır yıkarken ortaya çıkan karbonla ilgili bir şeyler duymuşsunuzdur. Ultrasonik dalgalar ve kızılötesi teknolojisiyle temizlenen havluların olduğu bu gezegende ona bile bir çare bulmuşlar. Kristal ve gümüş yapraklı devasa ağaçların olduğu bu yeni evreni, sayfaları çevirdikçe adım adım keşfediyoruz.

İlk kitapta bu gezegeni sadece Aelyx'in anlattığı kadarıyla öğrenebilmiştik. İkinci kitapta Cara'nın gözlemlerine güveniyoruz. İşte bu noktada kitabı henüz okumayanların görmezden gelmesi gereken spoiler içerikli bölüme adım atıyoruz çünkü kafamı kurcalayan birkaç şey var.

27 Ocak 2014 Pazartesi

İnceleme: Music of the Heart


*Düşük dereceli spoiler alarmı.

Hazır New Adult Romance türü ülkemizde de popülerlik kazanmışken okumaya karar verdiğim Music of the Heart, problemli karakterleri ve klişe hikayesiyle, okuru en fazla bir nebze eğlendirebilecek ve ötesine geçemeyecek bir romandı ne yazık ki.

Dini değerlerle büyütülmüş ve Christian rock türünde müzik grubu olan ağabeylerinin peşinden sahneye çıkıp şansını denemek isteyen Abby, yanlış otobüse bindiğinde kendini Runaway Train isimli rock grubunun vokalisti Jake Slater'ın yatağında bulur. Evet, bir şekilde ilk karşılaşmaları Jake'in yatağında oluyor. Çünkü Jake, onu sonradan başlarına iş açacak groupie'lerinden biriyle karıştırıyor. Sonrasında "bakire kızın" aralarında barınamayacağı, kendini kaybedeceği gibi absürt iddialarda bulunup Abby'yi bir hafta tur otobüslerinde kalmaya ikna ediyor. Sonrası, şamata, seks ve bolca gözyaşı içeren garip bir hikaye.

20 Ocak 2013 Pazar

İnceleme: Dash & Lily's Book of Dares

Noel ruhuna aldırmayan Dash ile Noel ile ilgili her şeye bayılan Lily'nin ortak bir noktası var: kitaplar. Ve kitaplar onları bir araya getirir.






Dash, kitabevinden çok daha fazlası olduğunu düşündüğü dükkanda (the Strand) dolaşıp, Salinger kitaplarına bakarken kırmızı bir defter ilgisi çeker. Lily'nin bıraktığı notta bazı ipuçları toplaması gerektiği yazılıdır, böylece ortaya bir cümle çıkacaktır. Bu cümlenin sonunda eğer bu gizemli oyuna devam etmek istiyorsa, kitabevinde çalışan belirli birine defteri teslim etmesi gerekmektedir. Dash, kısa sürede oyunun ilk bölümünü tamamlar ve ismini belirtmeden bir takım "görevler" yazarak defteri teslim eder. Böylece iki genç birbirlerini tanıma yolunda ilk adımı da atmış olurlar.



But I had a feeling I wasn't supposed to find her that way. She was not a needle. This was not a haystack. We were people, and people had ways of finding each other.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...