9 Ocak 2016 Cumartesi

Vampirella Ne Okuyor: Bir Klasik, Bir Adult Paranormal Romance

Vampirella an itibarıyla  iki kitap okuyor. Birisi edebiyat klasiklerinden, birisi de eh, yetişkinlere yönelik bir paranormal romance kitabı.



Charlotte Brontë'nin dilimizdeki bu baskısı 560 sayfa olan eseri Villette, okuduğum ilk 70 sayfasıyla bile aklıma başımdan aldı desem yeridir. Merak uyandıran derin kurgu, her birinin ayrı bir hikayesi olan çok katmanlı yan karakterler ve tabii ki muhteşem bir üslup. Bir klasikten beklenecek her şey. Belki de daha fazlası. 

Klasiklerden korkanlar için kitabın aslında ne kadar kolay okunabileceğini ve ne kadar merak uyandırdığını anlatabileceğini düşündüğüm kısa bir alıntı:

"Sonunda eski ve harap bir merdivene ulaştım, söylenenin bu olduğuna kesin gözüyle bakarak basamaklardan indim. Merdivenin ulaştığı yol gerçekten de dardı ama orada bir han yoktu. Yürümeye devam ettim. Çok temiz, düzgün ve taş döşeli bir yolda etrafındakilerden bir kat daha yüksek, oldukça büyük bir evin kapısının üstünde yanan ışığı gördüm. Nihayet; han bu olmalıydı. Aceleyle yürüdüm; artık dizlerim titriyordu, gittikçe bitkin düşüyordum.

Burası bir han değildi. Arabaların girdiği kapıyı süsleyen pirinç levhanın üstünde 'Pensionnat de Demoiselles' yazıyordu, altında da bir isim: 'Madam Beck'.

İrkildim. Bir saniyede aklımdan yüzlerce düşünce geçti. Ancak plan yapmamıştım ve hiçbir şey düşünecek zamanım olmamıştı. Tanrı, 'Burada dur. Burası senin hanın,' dedi. Kader beni güçlükle ellerine aldı, dileğime hakim oldu, hareketlerimi yönlendirdi: Kapının zilini çaldım."

İçinizden daha fazlasını okumak geçmedi mi? = ) Beğendiyseniz, bu baskı Kırmızı Kedi Yayınevi'nden.

Derya İMER AYDINLIK (@vampirellaninguncesi) tarafından paylaşılan bir fotoğraf ()

Okuduğum diğer kitap ise Charlaine Harris'in Sookie Stackhouse serisinden From Dead to Worse/Kötünün Ölüsü. Serinin sekizinci kitabı. Elimdeki Gollancz baskısı, İngilizce metin. Bu serinin Türkçe baskılarında kullanılan kapakları ve kitap isimlerini hiç sevmiyorum. Elimde değil.

Sookie'nin maceralarını okumaya uzun bir süre ara verdiğim için seriye tekrar ısınmak biraz zaman alıyor. Ara sıra durup hangi eski olaydan bahsettiğini düşünmem gerekiyor. Bir görünüp bir kaybolan yan karakterlerin de bir kısmını unuttuğumu fark ettim. Özellikle barda çalışanları... Bir de, Tanrım, Sookie ne kadar çok adamla/yaratıkla çıktı böyle? Bir saatten sonra kaydını tutmak güçleşti ve hepsi birbirine girdi. = )

İşte böyle.
Siz neler okuyorsunuz?
Herkese keyifli okumalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...