Epsilon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Epsilon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mayıs 2016 Cumartesi

Özel Dosya: Kitap Fiyatlarının Akıl Almaz Yükselişi

Belle'in içinde şarkı söyleyip dans edeceği kadar geniş bir kütüphaneniz olsun ya da olmasın, bu konu hepimizi ilgilendiriyor.


Ara sıra yeni çıkan kitaplardan bahsediyorum. İlgiyle takip ettiğinizi bildiğim bu yazılarda kitapların etiket fiyatlarına da değinmeyi ihmal etmiyorum. Hem bu yazılara gelen yorumlarda hem de sosyal medyada 25 liralık bir kitabın "pahalı" sıfatıyla eş değer olduğunu düşündüğünüzü görüyorum. Ülkenin ekonomik durumu göz önüne alınırsa, çok da haklı bir düşünce. Sonra üç beş kitap sever bir araya gelsek, konu yine dönüp dolaşıp bu el yakan fiyatlara geliyor. Ancak artık 25 lira da "ucuz" oldu sevgili okurlar. Çünkü artık devir, 35 liralık genç yetişkin romanı devri. Her ne kadar benim gibi yetişkinler de severek okusa da asıl kitlesi gençlik olan romanlardan bahsediyorum. Adı üstünde.

Örneğin; Fangirl'ün Türkçe baskını ele alalım.

Etiket fiyatı 35 lira.

Twilight serisinin onuncu yıl dönümü için çıkartılan Twilight: Life and Death/Alacakaranlık: Yaşam ve Ölüm'ün Türkçe baskına göz atalım.

Etiket fiyatı yine 35 lira.


Yanlış okumadınız. 

ABD eyaletlerinde asgari ücretin saat başına $7.25 ile $11.50 arası olduğunu hesaba katarak, Amazon'un Amerikan gençliğine yeni ciltli kitapları $11 ile $12 arasında sattığını da hesap edelim. (Kiera Cass'in The Crown'u mesela $11.99.) Asla Amerikanlar gibi yaşamayız ama Amerikanlar gibi hatta bazen onlardan da çok ödeme yapabiliriz herhalde?!

Peki bu bir tür "markalaşma" psikolojisi mi? 

Paranızın karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz?

Söz gelimi Mango'da satılan bir çantayla Beymen'de satılan Bottega Veneta çantanın arasında fark vardır; aynı kulvarda değildir, çoğu kez ilki ikincisinin taklididir ve sen neyle karşılaşacağını bilirsin. İnsanların marka tercihlerinin birçok farklı sebebi vardır ve en önemlilerinden biri de kalitedir. Biz bunu şimdi kitap dünyasına uyarlayalım. Popüler yayınevleri kendilerini marka olarak görüyorlarsa ya da markalaşma iddiaları varsa, bir okur "markalı" kitap aldığında tam olarak ne almış oluyor? Yüksek kaliteli çeviri? Yüksek kaliteli editörlük hizmeti? Yüksek kaliteli baskı? Gönül rahatlığıyla hepsine "evet" diyeniniz var mı? 



Kitapların haklarını satın almak için yayınevleri yarış içinde ve biz artık biliyoruz ki X Yayınevi o kitabı alırsa fiyatı yüksek olacak, Y Yayınevi alırsa düşük. Okurlar kendi aralarında, "İnşallah X Yayınevi bu kitabı almaz," diyorlar.

Peki, tanesi 35 liradan kitap sattıklarında bunun onlara yeterli geleceğini düşünüyor musunuz? 
Sırada ne var arkadaşlar?

Gençlerin sosyal medyada defalarca dile getirmesine ve hatta boykot ilan etmelerine rağmen (bkz. #alcüzdanımıyepegasus ve #fiyatlarıdüşürpegasus benim şahit olduklarımdan; siz de eklemelerinizi yapabilirsiniz) ne harekete geçiliyor ne de bir açıklama geliyor. Bugün yeni kitaplarla ilgili sosyal medya tanıtımlarının altına gelen yorumlara bakarsanız, neredeyse herkesin söz konusu kitapların fiyatlarından yakındığını görürsünüz. Neredeyse kimse kitaptan bahsetmiyor bile! 

Sonra ülkemizde insanlar neden kitap okumuyor ya da insanlar neden korsan kitap indiriyor/satın alıyor diye düşünüp duruyorlar. Eh, aksi takdirde hiç kitap okuyamayacaklar da ondan. Pardon ama kitap okumayan bir toplumda yaşamak da benim işime gelmez. 

O halde elimizde hangi seçenekler var?


Almıyoruz.
"Hayır!" diyoruz.
Bu fiyat politikasını desteklemiyoruz. 

Tekrar görüşünceye dek.

13 Ekim 2015 Salı

Yeni Kitap: Life and Death: Twilight Reimagined (by Stephenie Meyer)

Twilight/Alacakaranlık serisinin onuncu yıl dönümü şerefine 6 Ekim'de yeni bir baskı satışa sunuldu. Gelin birlikte bu yeni baskıdaki Life and Death: Twilight Reimagined isimli kitaba birlikte göz atalım.



Herkes gibi ben de Stephenie Meyer'ın -illa ki seriye bir şekilde devam etmek istiyorsa- Edward Cullen'ın bakış açısıyla olayları aktaran Midnight Sun'ı tamamlamasından ve piyasaya sürmesinden yanaydım. Ancak şu anda bambaşka bir şeyle karşı karşıyayız. Life and Death: Twilight Reimaged'de o çok sevdiğimiz dünyayı tekrar ziyaret etmesine ediyoruz ama bu sefer tüm karakterlerin cinsiyetleri farklı.

Artık Isabella/Bella yok, yerine erkek versiyonu Beaufort/Beau var. Edward yok, yerine kadın versiyonu Edythe var.

İlginizi çekti mi?

23 Temmuz 2013 Salı

İnceleme: Prophecy of the Sisters

Biri iyiliğin, diğeri kötülüğün temsilcisi iki kız kardeşin kaderi.



*Düşük dereceli spoiler alarmı.

19.yy'da geçen bu gotik masalın, aynı Lia ile Alice isimli varlıklı ikiz kardeşlerin kaderini bağlayan, kendi kuyruğunu yutan yılan gibi kendine has bir çekiciliği var.

Kehanet, büyü, astral yolculuk... Bu öksüz ve yetim kız kardeşler, görünürde ne kadar birbirlerine benziyorlarsa da karakter olarak fazlasıyla farklılar. Kitabın gözü Lia, iyi niyetin vücut bulmuş hali gibi. Diğer yandan Alice, sanki her davranışıyla kötülüğü çağrıştırıyor. Şu tam olarak adını koyamadığınız ama sezdiğiniz türden kötülük, işte bu kızın doğasında var. Her ne kadar bağlar artık kopma noktasına gelse de Lia kitap boyunca kız kardeşinin "iyileşmesini" umduğunu hissettirirken Alice de türlü çabalarla Lia'yı yoldan çıkartmaya çalışıyor. Bu, klasikleşmiş kardeş çatışmasından fazlası, çünkü ortada ucu çok eskilere uzanan bir kehanet var ki ikisinin de kaderini bir noktada kesiştiriyor.

12 Haziran 2013 Çarşamba

İnceleme: Fettan

Gloria, Clara ve Lorraine'in 1923 Chicago'sunda partiler, erkekler ve sırlarla dolu yaşamları.



1920'lerde hükümet tarafından yasaklanan alkol, dünyanın en meşhur gangsterlerinden Al Capone'un yasadışı alkol ticaretiyle zirveye yükselmesine, hatta TIME dergisinin kapağına çıkmasına kadar varan bir dizi olayla sonuçlanmıştı. Çünkü yasaklar daima cezbeder ve insanları ne kadar yasaklarla dize getirmeye çalışırsan, o kadar kontrol edemeyeceğin ve neticede pişmanlık duyacağın olaylarla karşılaşırsın. İşte 1923'de geçen Vixen/Fettan'da mafyanın işlettiği gece kulüplerinde alkol su gibi akıyor, dönemin tutucu kesiminin şiddetle kınadığı jazz müzik icra ediliyor, kısacık saçları ve havalı elbiseleriyle flapper'lar gönüllerince eğleniyorlar.

8 Temmuz 2012 Pazar

İnceleme: Emily ve Garip Maceraları: Ben Kimim?

Kendini Karakaya adında, ufak bir kasabada bulan küçük kız, vahim bir hafıza kaybı yaşıyor. Bizler de kim olduğunu ve nereden geldiğini öğrenmeye çalışırken dahil olduğu "tuhaf olaylara" şahitlik ediyoruz.




Kaykaycı Rob Reger'ın yarattığı çizgi karakter Emily the Strange, bugün tüm dünyada tanınan ünlü bir kız. İlk kez, yaratıcısının sahip olduğu Cosmic Debris isimli kıyafet dükkanını tanıtmak amacıyla bir sticker'da görülmüş kendisi. Popülerlikten nefret eden Emily'nin, popülaritesi arttıkça defterinden elbisesine, çantasından silgisine kadar her türlü ıvır zıvırı da büyük bir gelir kaynağı olmuş. Artık Türkçe'ye çevrilmiş bir romanı da mevcut.

25 Ocak 2012 Çarşamba

Türkçe Edisyonu Yayımlandı: Ella Enchanted (by Gail Carson Levine)

1997'den beri en çok okunan fantastik çocuk romanlarından biri olan Ella Enchanted sonunda Türkçe'ye çevrildi!





I wished I could spend the rest of my life as a child, being slightly crushed by someone who loved me.



Tılsımlı Prenses adı verilen roman, toplam 248 sayfadan oluşuyor ve Epsilon etiketini taşıyor.

Türkçe Edisyonu Yayımlandı: "Prince of Dorkness" (by Tim Collins)

İlk kitabı Saftirik Vampirin Günlüğü/Diary of a Wimpy Vampire ile beğeni toplayan Tim Collins'in seriye devam etmesine şaşırmamak gerek.




Orijinal adı Prince of Dorkness olan roman, "Ezik Prens" adıyla Türkçe'ye çevrilmiş ve satışa sunulmaya hazır hale getirilmiş.

13 Kasım 2011 Pazar

30. İstanbul Kitap Fuarı: Fantastik Bir Değerlendirme




Bu sene otuzuncusu düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı'nı ziyaret ettim. İşte bu yazımda, fuarda gezdiklerim ve gördüklerim yer alıyor. Gidemeyenler üzülmesin; az sonra gitmiş kadar olacaksınız.

10 Kasım 2011 Perşembe

İnceleme: Muhteşem Yaratıklar



Bana kendinden bir parça veriyordu, sadece ona ait olan bir parça. Bu duyguyu unutmak istemiyordum, dilediğim an bakabilmek için fotoğrafını çekmek istiyordum.

Sonsuza kadar böyle kalmak istiyordum. Maalesef beş dakika sürdü.




Kitabın kapağını kaldırdığımızda, ithaf kısmında "her yerdeki farklı ve toplum dışına itilmişlere. Düşündüğünüzden çok daha kalabalığız." yazısı gözümüze çarpıyor. Önümüzdeki bu paranormal/fantastik kitap, aslında küçük Amerikan kasabalarına dair sosyolojik yorumlarla dolu. İşte bu medeniyetten uzak ve dışarıdan bakanlar için son derece sıradan olan küçük kasabalardan biri olarak okuyuculara takdim edilen Gatlin'de, kitabın pratogonisti Ethan Wate ile tanıştırılıyoruz.

11 Ekim 2011 Salı

Alışveriş Notları: "Muhteşem Yaratıklar" ve "Sarışın Vampir No.1"

Yeni satın aldığım kitaplar:



  • Kami Garcia ve Margaret Stohl'dan Muhteşem Yaratıklar/Beautiful Creatures (Caster Chronicles, #1)

  • Christopher Pike'dan Sarışın Vampir No.1/Thirst No.1: The Last Vampire, Black Blood and Red Dice (Thirst, #1)

İkisi de serilerinin başlangıcı niteliğindeki ilk romanları.


Herkese keyifli okumalar!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...