Pegasus Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pegasus Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Temmuz 2017 Salı

Türkçe Baskısı Yayımlanacak Kitaplar: 2017 ve Ötesi

Kabul etmeli ki kılı kırk yararak tercüme edilmiş bir metnin dahi eserin ruhundan alıp götürdükleri vardır ancak anadilde kitap okumak da insana ayrı bir keyif verir. Yabancı dile hakim olsak da dilimize çevirilmiş romanları hayatımızdan topyekün çıkartmak istemeyiz. Bu sebeple hangi kitapların Türkçe baskılarına kavuşacağını sizin de en az benim kadar merak ettiğinizi düşünüyorum. Bu düşünceyle hazırladığım listede Lauren Oliver'dan Jennifer Niven'a kadar ülkemizde de ilgiyle takip edilen birçok meşhur genç yetişkin yazarının imzasını taşıyan yirmi sekiz kitap yer alıyor. 




More Than This - Yabancı Yayınları
Wolf by Wolf - Pegasus Yayınları (?)
The Sandcastle Empire - GO! Kitap
Wayfarer - Parodi Yayınları
Replica - Artemis Yayınları
The Trouble with Destiny - Pegasus Yayınları
Mosquitoland - Parodi Yayınları


20 Haziran 2017 Salı

Bugünlerde Genç Yetişkin Kitapları Kaç Lira?



Okurlar geride bıraktığımız yıl yazdığım Kitap Fiyatlarının Akıl Almaz Yükselişi isimli yazıma yoğun ilgi göstermişti. Söz konusu yazıda ülke gençliğine pazarlanan kitapların etiket fiyatlarının günbegün arttığına kısaca değinmiştim. Bu rekorlara imza atan yükseliş, beraberinde yüksek yayıncılık standartlarını da getirmiyordu üstelik. O günlerde çoğumuzu hayrete düşüren "35 liralık genç yetişkin romanları" gündemimizdeydi. O günden bugüne değişen bir şey oldu mu, dilerseniz birlikte göz atalım.

14 Mayıs 2016 Cumartesi

Özel Dosya: Kitap Fiyatlarının Akıl Almaz Yükselişi

Belle'in içinde şarkı söyleyip dans edeceği kadar geniş bir kütüphaneniz olsun ya da olmasın, bu konu hepimizi ilgilendiriyor.


Ara sıra yeni çıkan kitaplardan bahsediyorum. İlgiyle takip ettiğinizi bildiğim bu yazılarda kitapların etiket fiyatlarına da değinmeyi ihmal etmiyorum. Hem bu yazılara gelen yorumlarda hem de sosyal medyada 25 liralık bir kitabın "pahalı" sıfatıyla eş değer olduğunu düşündüğünüzü görüyorum. Ülkenin ekonomik durumu göz önüne alınırsa, çok da haklı bir düşünce. Sonra üç beş kitap sever bir araya gelsek, konu yine dönüp dolaşıp bu el yakan fiyatlara geliyor. Ancak artık 25 lira da "ucuz" oldu sevgili okurlar. Çünkü artık devir, 35 liralık genç yetişkin romanı devri. Her ne kadar benim gibi yetişkinler de severek okusa da asıl kitlesi gençlik olan romanlardan bahsediyorum. Adı üstünde.

Örneğin; Fangirl'ün Türkçe baskını ele alalım.

Etiket fiyatı 35 lira.

Twilight serisinin onuncu yıl dönümü için çıkartılan Twilight: Life and Death/Alacakaranlık: Yaşam ve Ölüm'ün Türkçe baskına göz atalım.

Etiket fiyatı yine 35 lira.


Yanlış okumadınız. 

ABD eyaletlerinde asgari ücretin saat başına $7.25 ile $11.50 arası olduğunu hesaba katarak, Amazon'un Amerikan gençliğine yeni ciltli kitapları $11 ile $12 arasında sattığını da hesap edelim. (Kiera Cass'in The Crown'u mesela $11.99.) Asla Amerikanlar gibi yaşamayız ama Amerikanlar gibi hatta bazen onlardan da çok ödeme yapabiliriz herhalde?!

Peki bu bir tür "markalaşma" psikolojisi mi? 

Paranızın karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz?

Söz gelimi Mango'da satılan bir çantayla Beymen'de satılan Bottega Veneta çantanın arasında fark vardır; aynı kulvarda değildir, çoğu kez ilki ikincisinin taklididir ve sen neyle karşılaşacağını bilirsin. İnsanların marka tercihlerinin birçok farklı sebebi vardır ve en önemlilerinden biri de kalitedir. Biz bunu şimdi kitap dünyasına uyarlayalım. Popüler yayınevleri kendilerini marka olarak görüyorlarsa ya da markalaşma iddiaları varsa, bir okur "markalı" kitap aldığında tam olarak ne almış oluyor? Yüksek kaliteli çeviri? Yüksek kaliteli editörlük hizmeti? Yüksek kaliteli baskı? Gönül rahatlığıyla hepsine "evet" diyeniniz var mı? 



Kitapların haklarını satın almak için yayınevleri yarış içinde ve biz artık biliyoruz ki X Yayınevi o kitabı alırsa fiyatı yüksek olacak, Y Yayınevi alırsa düşük. Okurlar kendi aralarında, "İnşallah X Yayınevi bu kitabı almaz," diyorlar.

Peki, tanesi 35 liradan kitap sattıklarında bunun onlara yeterli geleceğini düşünüyor musunuz? 
Sırada ne var arkadaşlar?

Gençlerin sosyal medyada defalarca dile getirmesine ve hatta boykot ilan etmelerine rağmen (bkz. #alcüzdanımıyepegasus ve #fiyatlarıdüşürpegasus benim şahit olduklarımdan; siz de eklemelerinizi yapabilirsiniz) ne harekete geçiliyor ne de bir açıklama geliyor. Bugün yeni kitaplarla ilgili sosyal medya tanıtımlarının altına gelen yorumlara bakarsanız, neredeyse herkesin söz konusu kitapların fiyatlarından yakındığını görürsünüz. Neredeyse kimse kitaptan bahsetmiyor bile! 

Sonra ülkemizde insanlar neden kitap okumuyor ya da insanlar neden korsan kitap indiriyor/satın alıyor diye düşünüp duruyorlar. Eh, aksi takdirde hiç kitap okuyamayacaklar da ondan. Pardon ama kitap okumayan bir toplumda yaşamak da benim işime gelmez. 

O halde elimizde hangi seçenekler var?


Almıyoruz.
"Hayır!" diyoruz.
Bu fiyat politikasını desteklemiyoruz. 

Tekrar görüşünceye dek.

16 Ekim 2015 Cuma

Pegasus Yayınları: "Tehlikeli İçgüdü 20 Ekim'de Çıkıyor"

Merakla beklenen Too Far serisinin ikinci kitabı Never Too Far/Tehlikeli İçgüdü, 20 Ekim'de kitap severlerle buluşuyor.


Blair’in tüm dünyasını yıkacak bir sır…
Bildiği her şeyin yalan olduğunu kanıtlayan bir gerçek…
Rush Finlay her zaman tutkulu, küstah ve fevri davranışlar sergilese de Blaire onu değiştirebileceğine inanmanın aptallık olduğunu yeni fark etmiştir.Rush’ın ondan sakladığı bir sır ortaya çıkıp dünyasını mahvedince elinden gelen tek şeyi yapıp kaçar. Ama her şeyi geride bırakmak göründüğü kadar kolay değildir: Blaire onu affedemediği gibi unutmayı da beceremez…
Genç kadın evine dönerek yeniden hayata tutunmaya çalışır ancak yoluna devam etmeye çabalarken hiç beklemediği bir haber tüm planlarını yine altüst eder. Rush’ın onu geri kazanma çabaları ile kendini koruma içgüdüsü arasında kalan Blaire doğru yolu seçip seçmediğinden, hatta hayatının en büyük hatasını yapıp yapmadığından bile emin değildir.
Bir daha asla güvenemeyeceğiniz bir insana ümitsizce güvenmeye ihtiyaç duyarsanız ne yaparsınız? Yalan söyler, saklanır, kaçar ve hatalarınızın asla gün yüzüne çıkmaması için dua edersiniz…
“Her sayfasına erotizm işlenmiş.”
Sunday Express
“Abbi’nin hangi kitabını okusam, onu en sevdiğim kitap ilan ediyorum.”
Colleen Hoover
“Abbi Glines seksi erkek karakterler yaratmayı gerçekten iyi biliyor; aklınız başınızdan gidecek.”


8 Temmuz 2015 Çarşamba

Türkçe Edisyonu Hazır: The DUFF (by Kody Keplinger)

Tesadüfün böylesi!

Daha birkaç gün önce okuyup blogumda yorumladığım ve 5 üzerinden puanı layık gördüğüm The DUFF'ın Türkçe baskısının 13 Temmuz'da çıkacağı duyuruldu.






Pegasus Yayınları etiketi taşıyacak kitabın Türkçe adına "SAP" denilmiş, yani "Silik, Aksi, Paspal".

29 Haziran 2015 Pazartesi

Türkçe Edisyonu Hazır: Every Day (by David Levithan)

Hayatımda okuduğum en iyi kitaplardan birini artık dileyen herkesin okuyabilecek olması beni çok mutlu ediyor.


Dilimize tercüme ettiğim kitaplardan Every Day/Her Gün raflara girmeye hazır.

12 Haziran 2015 Cuma

Türkçe Edisyonu Hazır: Fallen Too Far (by Abbi Glines)

Defalarca sordunuz, yılmadan beklediniz ve...



Tercüme ettiğim kitaplardan biri olan Fallen Too Far, orijinal kapağı ve "Tehlikeli Temas" ismiyle 17 Haziran'da raflarda olacak.

11 Haziran 2015 Perşembe

Türkçe Edisyonu Yayımlanacak: Pulse (by Gail McHugh)

Yeni ve heyecan verici bir çeviri haberiyle karşınızdayım.



Dün, yani 10 Haziran'da Gail McHugh'nun Collide/Çarpışma'sı kitap severlerin beğenisine sunuldu. (Kaçıranlar için haberin detayları burada.) Bugün vereceğim haber ise serinin devamı çıkacak mı diye soran okurlar için. = )

Evet, 426 sayfalık ikinci kitap Pulse dilimize tercüme etmem için gönderildi!


5 Haziran 2015 Cuma

Türkçe Edisyonu Hazır: Collide (by Gail McHugh)

Beklenen gün geldi! 



Collide, Pegasus Yayınları adına dilimize tercüme ettiğim ilk kitap, "Çarpışma" ismiyle ve orijinal kapağıyla 10 Haziran'da kitap severlere sunulacak. 

30 Mayıs 2015 Cumartesi

Türkçe Edisyonu Hazır: Eleanor & Park (by Rainbow Rowell)

Pegasus Yayınları, Instagram hesabından Eleanor & Park'ın kapağının hazır olduğunu ve Haziran'da çıkacağını okurlara duyurdu. 



Haziran'ın kaçı mı diyorsunuz? Onu yazmadılar işte. = ) Fakat yukarıdaki posterle birlikte yapılan aynı duyurunun içinde sırada Fangirl'ün olduğu da belirtildi.

Şimdi akla şu soru geliyor: Eleanor & Park sansürlendi mi? Biliyorsunuz kitap Minnesota'daki bir lisede (Anoka-Hennepin) ban'lanmış ve olay medyada yankılanmıştı.

Ayrıca, merak ediyorsan:

  • Eleanor & Park yorumumu okumak için tıkla.
  • Fangirl yorumumu okumak için tıkla

*Güncelleme: Madem bu post hala çok hit alıyor, güncellemek gerekir diye düşündüm. Bu haberden sonra kitap ertelendi arkadaşlar. 10 Kasım 2015 ise verilen son tarih.

2 Mayıs 2015 Cumartesi

İnceleme: Kağıttan Kentler



Okuduğumuz romanların büyük bir kısmında yıldız baş karakterdir. Sahne onundur. Hep en önemlisi onun ne düşündüğü, ne dediği ve ne yaptığıdır. Ancak bu kitabın yıldızı baş karakteri değil. Margo. Okura, ona vurulan/etkisinde kalanlardan biri olan Quentin'in bakış açısıyla sunulan fikriyle ifade edersek, emrine amade hayranlarıyla, okulun sürüden ayrılan özgür ruhlu popüler kızı. Kitabı bir kere okuduktan sonra illa ki bir yerlerde kullanacağınız "kağıttan kentler" de başkasının değil, onun müthiş tespiti. Özünde Margo, hatırlanma potansiyeli yüksek, kanlı canlı bir karakter ancak fikrinin ne kadar gerçeğiyle örtüştüğünü görmek için kitabı baştan sona okumanız gerekiyor.

Biz yürürken kalabalığın arasında Margo'ya ara sıra bakmaya devam ettim; hızlı, anlık fotoğraflar: Ölümlüler Geçip Giderken, Kusursuzluk Olduğu Gibi Duruyor başlıklı bir fotoğraf sergisi.

Şimdi her şeyi bir yana bırakıp yazarın karakter yaratmadaki takdire şayan başarısından bahsetmek istiyorum. Sadece Margo değil, Quentin'in birlikte çokça vakit geçirdiği arkadaşları - hormonlarıyla başı besbelli dertte olan Ben ve entellektüel birikimiyle göz dolduran Radar - sahici karakterler ve kitabın eğlenceli yapısını temelden destekliyorlar. Söz gelimi bir liseye gitsek, benzerlerine rastlayabiliriz. Bir Amerikan kasabasında bir Amerikan lisesine gitsek büyük olasılıkla rastlarız. Neticede yazarın yazdıklarını deneyimlediği, içinde büyüdüğü ve hala içinde bulunduğu, soluduğu atmosferden ayırmak mümkün değil. Ancak biz zaten milyonlar gibi Amerikan olmadan Amerikan kültürüyle büyüdük ve bu kültürün inkar edilemez etkisiyle yaşıyoruz. Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, okuduğumuz, izlediğimiz her şeyden belli. Bu nedenle okurken aslında hiç yabancılamıyoruz.

İnsanların birbirini pek de sevmediği bizim buralarda (çünkü yapacak daha önemli işlerimiz var) Quentin'in kurduğu bu derin bağlara imrenmemek elde değil. An geliyor arkadaşlarından birinden, arkadaşlıklarından şüpheye düşüyor. Ancak yazar, kitabın sonlarında doğru yaptığı manevrayla aslında şüpheye yer olmadığının altını çiziyor.

Kitap ayrıca bahsetmeden geçilemeyecek derecede edebiyatla dolu. Quentin'in keşfedeceğiniz bir sebeple elinden düşmeyen kah masasında duran kah yatağına konan, hayatının ayrılmaz bir parçası haline gelen Walt Whitman kitabı gibi. Şairin şiirindeki "çimen" metaforu gittikçe hikayenin kendi metaforuna dönüşüyor çünkü Quentin, Margo'ya fiziksel olarak yaklaşmadan önce zihnen yakınlaşmak, onu daha iyi okumak için attığı her adımda aslında kendi özünü de keşfediyor ve içinde bulunduğu duruma anlam vermeye başlıyor. İlk başlarda anlamsız gelen "çimen" dev yapbozun parçaları tamamlandıkça anlamına kavuşuyor.

AŞAĞIDAKİ KISIM SPOILER İÇERİYOR.

Şimdi gelin kitabı tadını çıkartmak için biraz daha derinlere inelim.

Onca çileden, onca zahmetten, onca uykusuz geceden sonra kavuşulan Margo'dan bahsedelim. Fikri ve gerçeğiyle. Tüm kitap boyunca, "güvenilmez anlatıcımız" bize onu kendi gözüyle gördüğü, kendi hayalinde canlandırdığı şekliyle anlatmıştı. İpuçlarını topladıkça, parçaları birleştirdikçe aslında Margo'nun göründüğünden ne kadar farklı olduğunu ve artık göründüğü gibi olmaktan ne kadar yorulduğunu keşfettik. Hala nefes alıyor mu yoksa çoktan bir ağacın altında tıpkı o birlikte buldukları adam gibi ardında kabuğunu bırakarak bu diyardan ayrılmış mı diye merak ettik. Quentin, tüm yol boyunca elimizden tuttu. Tüm yol boyunca hayalinde yarattığı Margo ile aslında yeni yeni tanımaya başladığı Margo arasında gidip geldi, zihnindeki karmaşa sayfalardan taştı ve bize de bulaştı. Sonunda aradığını bulduğunda ise... Her şey hayal ettiği/ettiğimiz gibi miydi?

Margo bulunduğunda, hikayenin doruk noktasında, o aydınlanma anında aslında hisleri, iç dünyası Quentin'in kafası kadar karışıktı. Çekip gitmenin özlemiyle yanıp tutuşmuş, sonunda tüm ayrıntılı planlarına rağmen ansızın herkesi ve her şeyi (sonradan özleyeceklerini) ardında bırakıp içindeki o ihtiyacı karşılamak için gitmiş olsa da anlatmaya, açıklamaya içten içe gönüllü. Belki kilisede bir günah çıkartma ayini gibi. "Beni affet," demek istedikleri var ve ilgisiz ebeveynlerinin gözetiminde yaşamış, hayatını sığlığından emin olduğu uğraşlarla yine sığlığından emin olduğu sıfatları kazanmak için yaşamış, kendi tabiriyle bu kağıttan kentte yaşayan kağıttan kızın aslında istediği özünde "anlaşılmak". Geride bıraktığı şiir kitabında geçen bir dize gibi.

Sonra Margo'nun elinde bir Sylvia Plath kitabı görüyoruz. O, intiharı dün seçmediği gibi yarın da seçmeyecekti. İntihar, hayatın kendi gözüyle gördüğü, kendi ruhunda hissettiği anlamsızlığına, absürtlüğüne boyun eğmek olurdu. Evet, pes ediyorum demekti. Margo ise pes etmemek için belki de kaçmayı, yeni bir yerde yeni bir başlangıç yapmayı tercih etmişti yolun başında. Tüm dengesizliğine, tüm saçmalığına rağmen, kağıttan bir kıza dönüşmüş olsa da bu hayatı yaşamak istiyordu çünkü alternatifinin daha iyi olacağını, bir şeyleri sonunda çözüme kavuşturacağını hiç sanmıyordu. Bu nedenle elindeki kitaptan okuduğu alıntıyla kendini ifade etmeye çalışmıştı.

Ardından gelen kitabın belki de en çarpıcı anı, Margo'nun tırnaklarını toprağa geçirdiği, toprağı kendini adayarak avuç avuç kazdığı, kendi mezarını kazdığı an. İçine gömdüğü defteri, defter formundan çıkıyor artık o noktada, çok daha fazlasına, çok daha farklısına dönüşüyor. Bir zamanlar yaşadıkları, bir zamanlar düşündükleri, bir zamanlar olduğu ve olmasını hayal ettiği her şey. Tüm o planlar, tekrar tekrar yazılan hatta kimse okuyamasın diye "çapraz yazılan" sözcükler. Kendi "fikri". Sonra bu görevde de gönüllü ortağı Quentin'le birlikte kazmaya devam ediyorlar. Toprağın içine gömülen defterle, John Green aslında tüm o fikri gömdürüyor. Artık okuyucu da gerçekle, o ilk başlarda sunulan, çok daha parlak, çok daha "larger than life" fikrin ayrımını acı çekerek, bin bir zorluktan geçerek o ana ulaşan, o anı yaşayan Quentin gibi idrak edebiliyor.

SPOILER İÇEREN KISIM BİTTİ.


Kağıttan evlerinde yaşayan bütün şu kağıttan insanlar, kendilerini ısıtmak için geleceği yakıyorlar.

Kitaplar, insana insan olduğunu hatırlatır. Kitaplar, insana insanı anlamayı öğretir. Bir de kitaplar, bizi içimize döndürür, hislerimize tercüman olur. "İşte bu!" dersin okurken, "tam da bu işte." Tıpkı Margo'nun Sylvia Plath'e tutunduğu gibi tutunursun bazen... Bu kitabı okurken birçok kez hissettiğim şeylerin tercümanı oldu John Green. Kitabımın birçok sayfası işaretli, çizili, boyalı. İşte bu nedenle de benim için saklanacak, bir başka zaman en az bir kez daha okunacak kıymetli bir metin.

Puan: 5

10 Nisan 2015 Cuma

Türkçe Edisyonu Hazır: Will Grayson, Will Grayson (by John Green & David Levithan)

Merakla beklenen Will Grayson, Will Grayson/Tek İsim, Tek Kader sadece altı gün sonra kitap satılan her yerde.




Ya çılgın dostunuz hayatınızla dalga geçen bir müzikal sahneliyorsa
Ve hoşlanmadığınızı sandığınız kız sizden hoşlanmaya başladıysa?
Ya yapayalnız hissettiğiniz bu dünyada tek gerçeğiniz depresyonunuzsa
Ve hiç tanımadığınız birine sırılsıklam âşık olduysanız?
David Levithan'i ne kadar çok sevdiğimi biliyorsunuz. Ülkemizde kitaplarının yayımlanması için demek ki önce arkadaşı John Green'in tanınıp sevilmesi gerekiyordu. Kader! = ) Umarım erotikaların #1 fan'i kesilen okurlarımız, konu genç yetişkin edebiyatında LGBT'ye gelince "no-no" çekmez de daha birçok değerli kitabını raflarda görebiliriz.

Kitap, 16 Nisan'da satışa çıkıyor.

*Güncelleme: Kitabın etiket fiyatı da belli oldu arkadaşlar. 30 lira. 

7 Nisan 2015 Salı

Türkçe Edisyonu Hazır: Arise (by Tara Hudson)

Tara Hudson'ın genç yetişkin paranormal romance serisi Hereafter/Araf, devam kitabıyla raflara girmeye hazırlanıyor.



Benimle geçirdiği her saniye,
Bana dokunduğu her an
Sanki çok ağır nüfuz eden bir zehirdi...
Bunu sona erdirmeliydim.
Hem de hemen. (Tanıtım bülteninden)

4 Nisan 2015 Cumartesi

Türkçe Edisyonu Hazır: Champion (by Marie Lu)

Pegasus Yayınları, bu aralar tüm young adult ihtiyaçlarınızı karşılamaya niyetli gibi. = )

Yine yeni ve beklenen bir kitap aynı etiketle karşınızda.


Marie Lu'nun yurtdışında 2013'te tamamlanan serisi (o sene birçok YA serisi bitmişti ki blogumda özellikle bundan bahsetmiştim) Legend/Efsane, üçüncü ve son kitabı Champion/Şampiyon ile karşınızda. Üstelik orijinal kapaklı ve ciltli. Tabii böyle şeylere önem veriyor ve daha fazla ödeme yapmaya rıza gösteriyorsanız. Kitap, 10 Nisan'da çıkıyor.

1 Nisan 2015 Çarşamba

Türkçe Edisyonu Hazır: Red Rising (by Pierce Brown)

Okuyacak yeni bir genç yetişkin romanı mı arıyorsunuz? 

İşte türünün en son örneği. = )


Pegasus Yayınları'ndan bu ay çıkacak Red Rising/Kızıl Yükseliş, orijinal kapağını koruyor. Ayrıca okura ciltli ya da ciltsiz satın alma seçeneği de sunulacak ki bence bu kesinlikle harika. 

30 Mart 2015 Pazartesi

Türkçe Edisyonu Hazır: The Unbecoming of Mara Dyer (by Michelle Hodkin)

Yurtdışında 2014'te tamamlanan Mara Dyer serisi, dilimize çevrilen ilk kitabıyla raflara girmeye hazırlanıyor.


Pegasus Yayınları'ndan 2 Nisan'da orijinal kapağıyla okurlara sunulacak roman, "Eksik Parça" adını taşıyor. İlginizi çektiyse, aşağıdaki tanıtım bültenine göz atın.

18 Mart 2015 Çarşamba

Çeviri Günlüğü | Translation Diary #1: "Poison Princess"

Yayınlar tek tek kesildi. Bip. Bip. Bip.
“Anne?” diye fısıldadım. “Neler oluyor?”



VampirellanınGüncesi'nde yeni bir gün, yeni bir bölüm. Bundan sonra Translation Diary | Çeviri Günlüğü yazılarımda üzerinde çalıştığım kitaplar hakkında anlık gelişmeleri okuyabileceksiniz.

O halde başlayalım!


25 Şubat 2015 Çarşamba

Türkçe Edisyonu Yayımlanan Yeni Kitaplar: Through the Ever Night (by Veronica Rossi) ve Diğerleri

2013'de okuyup beğendiğim Veronica Rossi'nin Under the Never Sky/Sonsuz Gökyüzünün Altında romanı, dilimize çevrilen devam kitabıyla karşınızda. Through the Ever Night/Bitmeyen Gecenin İçinde, yarın satışa sunuluyor.



Pegasus Yayınları ayrıca Facebook sayfasında John Green ve en sevdiğim yazarlardan biri olan David Levithan'in ortak kitabı Will Grayson, Will Grayson'la ilgili bir görsel paylaştı. Türkçe ismi "Tek İsim, Tek Kader" olan kitap yakında okurlara sunulacakmış. Seksin tabu olduğu ülkemizde erotikaların ne kadar popüler olduğunu biliyoruz, bu nedenle bakalım erotika olmayan ama içinde farklı cinsel tercihleri olan karakterler bulunan kitaplar nasıl karşılanacak... Bu arada Levithan'in bu kitaptan yola çıkarak bir ek kitap (Hold Me Closer: The Tiny Cooper Story) yazdığını ve yurtdışında an itibarıyla kitabın tanıtım çalışmalarına başlandığını da belirteyim.

20 Şubat 2015 Cuma

Türkçe Edisyonu Yayımlanacak: Poison Princess (by Kresley Cole)

Üzerinde çalışmaya başladığım yeni kitap, Poison Princess.



Kresley Cole'un ülkemizde de hatırı sayılır bir kitlesi olduğunu biliyorum. Yazarın genç yetişkin okurlar için yazdığı The Arcana Chronicles'ın bu ilk kitabını tercih ederken de bu faktörü göz önünde bulundurdum. 

Şöyle bir baktığımızda yurtdışında 2012'de başlayan serinin hala devam ettiğini görüyoruz. 2016'da serinin dördüncü kitabını çıkartmaya hazırlanıyorlarmış. Ülkemizde serinin geleceği ise muhtemelen taleple belirlenecektir. Hazırlık aşamasında okuduğum kadarıyla da gerekli şartlar sağlandığında ilgi göreceğini düşünüyorum. 

Bu arada kitabın ülkemizdeki hak sahibi Pegasus Yayınları. Her zaman olduğu gibi kitabın yayın tarihine ve Türkçe baskısında kullanılacak ismi ile kapak görseline de yayınevi karar verecek.

Gelişmeler için gözünüz burada olsun. = )

25 Aralık 2014 Perşembe

2015'te Yayımlanacak Genç Yetişkin Romanları (Ülkemizde ve Yurtdışında)

Hep birlikte yerli ve yabancı yayınevlerinin 2015'te yayımlayacakları, özlemle, merakla beklenen yeni kitaplara göz atalım.

Yıl sonu nedeniyle Pegasus Yayınları ve DEX, okurlara sunacakları kitapları sosyal medyada tanıtmaya başladılar. İşte şu ana kadar bahsettikleri kitaplar:



Fangirl (by Rainbow Rowell)
Yayınevi: Pegasus Yayınları

Red Rising (by Pierce Brown)
Yayınevi: Pegasus Yayınları

Half Wild (by Sally Green)
Yayınevi: DEX

Monsters/Canavarlar (by Ilsa J. Bick)
Yayınevi: DEX

Crown of Midnight (by Sarah J. Mass)
Yayınevi: DEX

Yukarıdaki kitaplar arasından şu ana dek sadece Fangirl'ü okudum ve çok beğendim. Yorumuma göz atmak istersen o da burada.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...