mitoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mitoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Haziran 2017 Pazartesi

Yeni Kitap: The Library of Fates (by Aditi Khorana)

Roshani Chokshi'nin The Star-Touched Queen/Yıldızlara Sarılı Kraliçe'si ve Reneé Ahdieh'nin The Wrath & the Dawn'unu sevenlere hitap edebilecek The Library of Fates, bizi Hint mitolojisiyle dolu romantik ve fantastik bir yolculuğa davet ediyor. 



18 Temmuz'da Razorbill etiketiyle raflara girecek roman, halkını kurtarmak için ailesinden, çocukluk aşkından ve özgürlüğünden vazgeçmeyi göze alan Prenses Amrita'nın hikayesini anlatıyor.

Zalim İmparator Sikander ansızın çıkageldiğinde Prenses Amrita halkının korunması için kendini imparatora sunar. Ancak evlilik teklifi yeterli olmaz. Olaylar gelişir ve her şeyi elinden alınan Amrita kendini Sikander'dan kaçarak özgürlüğüne kavuşan kahin Thala'yla kader birliği yaparken bulur. Thala, halkını uyarmak için her şeyi göze alan prensese kaderlerini kelimenin sözlük anlamıyla yeniden yazacak gizemli bir kütüphaneyi bulmasını önerir.

Nasıl?
Sizin de ilginizi çekti mi?

6 Temmuz 2014 Pazar

Vampirella Ne Okuyor: "Bahar Tanrıçası"


22 Haziran'dan beri ara ara okuduğum kitap P.C. Cast'in Goddess of Spring/Bahar Tanrıçası isimli kitabı. Aslında eğlenceli olacağını ve bir çırpıda kendini okutacağını düşünerek almıştım ama pek beklediğim gibi olmadı. İlk başlarda her şey iyi gidiyordu. Kırk üç yaşındaki baş karakterin işlettiği fırınla ilgili sıkıntıları, sonra hamurişiyle başlayan ritüel... Persephone olarak Hades'i ziyarete gitmesiyle işler çığırından çıktı. 

Yazar acaba sayfalara sürekli Batman yazmaktan bıkmamış mı diye düşünüyorum. Ben okur olarak bıktım çünkü.  

Çoğu zaman baş karakterin yaşına şaşırmak da mümkün. Çünkü kırk üç yaşındaki bir kadın gibi davranmıyor. İnanmak güç.

O bildiğimiz Hades'i de tam olarak yansıtamadığını düşünüyorum. Fakat belki de onun amacı Batman'den bahsetmekti. = ) Batman'i hayal ederken Hades'den ancak bu kadar ve bu şekilde bahsedebilirdi.

16 Mayıs 2014 Cuma

Oyun Günlüğü | The Game Diaries #7: Destiny of Spirits

Free-to-play oyunlardan genellikle uzak durmayı tercih ederim. Fakat Destiny of Spirits'in nasıl bir büyüsü varsa, 20+ saat oynadım ve 40+ area temizledim. Ne tür bir oyun, nasıl oynanır, neden bağımlılık yaratıyor ve daha fazlası, işte bu yazıda.



Mitolojik tanrılar, yaratıklar, yöresel halk efsanelerinde yaşayan canavarlar, iblisler... Bu oyunda hepsi "spirit", yani ruh adıyla anılıyor. Dünyadaki kötülükler nedeniyle ruhlar alemi masumiyetini yitirmiş ve ortaya "kaos ruhları" çıkmış. Oyundaki görevimiz, "ruh çağırıp", topladığımız ordumuzla bu düşmanları yenmek ve önce bölgeler, sonra mıntıkalar açtırarak tüm dünyadaki kaos ruhlarını yok etmek. İskandinav mitolojisinden Freyja, Yunan mitolojisinden Prometheus, Hint mitolojisinden Gandharva, Kelt mitolojisinden Balor,  Çin mitolojisinden Zhuge Liang, Japon mitolojisinden Shoryu sonra Merlin, Robin Hood, T. Rex, Excalibur, Oberon... Bu oyunu özel kılan ruhlardan bazıları. = ) (bkz. List of Spirits.)


Peki, oyun nasıl işliyor? Oyundaki ruhlar arasında taş-kağıt-makas benzeri bir sistem söz konusu. Örneğin; fire/ateş ruhuna karşılık water/su ruhu sunarsanız, karşılaşmada avantajlı oluyorsunuz. Fakat hepsi bu kadar değil. Elinizdeki ruhlara sürekli level atlatmanız gerekiyor ki bu o kadar kolay değil. Metal elementine sahip bir ruhu, yine çağırdınız, savaşta kazandığınız ya da takas yaparak elde ettiğiniz aynı türdeki bir ruh ile birleştirdiğinizde level atlatma şansınız artıyor. Ara sıra oyunun hediye ettiği ve üzerinde "for merging" yazan özel ruhlar da level atlatmak için kullanılıyorlar. 30+ area/bölge sonrasında karşılaştığınız boss'lar o kadar zor ki oyunun en başından itibaren ruhlara level atlatıp, özellikle SR ve R (Süper Nadir ve Nadir diyelim) ruhlara yatırım yapmak çok mantıklı. Çünkü örneğin Common (Sıradan diyelim) ruhlar, belirli bir level'a kadar ulaşabiliyor ve tıkanıyorlar.

15 Ekim 2012 Pazartesi

İnceleme: Tiger's Curse

Hindistan'ın egzotik ormanlarından, renkli ve gösterişli sirklere! Prens Dhiren'in üzerine çöreklenen kadim lanet, yaklaşık üç yüz elli senedir ruhunu hayvan örtüsünün altında gizliyor.




Hint Mitolojisi ve eski halk öyküleriyle harmanlanmış Tiger's Curse, 498 sayfalık, uzun ama bir o kadar hızlı okunan fantastik bir genç yetişkin romanı. Son sayfasına kadar maceranın, aksiyonun ve gizemin yok olmadığı kitapta herşey, koruyucu ailesiyle yaşayan Kelsey isimli genç bir kızın, para kazanmak için çalışmaya başladığı sirkte sıradışı ve büyüleyici beyaz bir kaplanla tanışmasıyla başlıyor. Kaplanın diğer cinslerinden farklı, "insansı" özellikleri bulunuyor ve zamanla Kelsey ile aralarında bir bağ oluşuyor. Kelsey'nin istemeden saf ettiği sihirli cümleler ile arkadaşlıkları başka bir boyuta taşınıyor ve genç kız kendini Hindistan'da, yüzyıllardır sırrını koruyan bir laneti kırmaya çalışırken buluyor.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Yeni Kitaplar: Valkyrie Rising (by Ingrid Paulson)



Deadly legends, hidden identities, and tentative romance swirl together in one girl’s unexpectedly-epic coming of age.


Mitolojinin yeniden yorumlanması ve fantastik öğelerle süslenmesi her zaman ilgimi çekmiştir. Valkyrie Rising de bu yoldan gidiyor ve bizleri bir genç yetişkin romanının içine yedirilmiş İskandinav mitolojisinin gizemini tatmaya davet ediyor.

Kitap, Los Angeles'dan tatil amacıyla Norveç'e gelen (evet, kitap Norveç'de geçiyor) Ellie'nin kendini (ve tabii ki süper güçlerini) keşfetme öyküsü, aslında. "Mükemmel ağabeyi" Graham ortadan kaybolunca, Ellie maceraya atılmak zorunda kalıyor.

Orijinal metni 336 sayfa olan roman, HarperTeen imzasıyla Ekim ayında satışa sunulacak.

14 Nisan 2012 Cumartesi

Muhteşem Kapaklar: The Seed


People who live life in fear of taking risks die without living it.



The Seed, deniz, gökyüzü ve kitap gibi doyamadığımız unsurları bir araya getiren etkileyici kapak tasarımıyla "muhteşem kapaklar" arşivine girmeyi hakediyor.

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Okuma Listesi: The Goddess Test (by Aimee Carter)

Annesini kaybetmek üzere olan Kate, bir gün kendisini Yunan mitolojisinin en karanlık tanrısı Hades olarak tanıtan bir gençle karşılaşır.




Sometimes we misjudge what is possible and what is not.

19 Nisan'da Amerika'da satışa sunulan The Goddess Test serisinin bu ilk kitabı, Hades ve Persephone arasında geçtiği anlatılagelen meşhur mitin post-modern bir uyarlaması olarak lanse ediliyor. Bildiğiniz üzere, Hades Yunan mitolojisinde ölüler dünyasına hükmeden tanrıdır ve eline geçirdiği ölümlüler bir daha gün ışığı göremez. Mite göre, belirli sebeplerden ötürü Persephone ise hem tutsağı hem de karısı olmak zorunda bırakılır.


Yeraltındaki karanlıklar ülkesinin hükümdarı bu kitapta Henry isimli bir genç olarak karşımıza çıkıyor ve kitabın protagonisti Kate'i -annesini kurtarabileceğini düşündürerek- yedi zorlu teste tabi tutuyor. Tabii ki Kate ilk başlarda inanmayı reddetse de Henry ölü bir kızı dirilttiğinde inandırıcılık kazanıyor.


Bu son derece ilgi çekici plottan da anlaşılacağı üzere The Goddess Test okuyuculara sıradışı bir okuma deneyimi vaad ediyor.

26 Temmuz 2011 Salı

İnceleme: Deniz Tanrıçası

Birazdan yorumlarımı okuyacağınız kitap P.C. Cast tarafından kaleme alınan Goddes of the Sea/Deniz Tanrıçası adıyla yayımlanan, mitolojik tanrılar ve deniz yaratıklarıyla örülü yeni nesil fantastik bir eser.




Öncelikle, kitabın en çarpıcı yönünden bahsetmek istiyorum; yani hissettirdiği atmosferden. Avrupa'nın Karanlık Çağı'nda, kadınların aciz olarak etiketlenip güçlü varlıklar (erkekler) tarafından korunmaya muhtaç görüldüğü, güzelliğin sakınılması gereken bir günah gibi algılandığı zamanlardan bahsediyorum. Britanya tarihinden öğrendiğimiz kadarıyla, o günlerde eğer bir kadın süregelen aşağılanmalara ve çeşitli şiddet gösterilerine boyun eğmez ve sesini yükseltirse başına idama varan cezalar gelebilirmiş. Cadı olarak lanse edilip, sözüm ona şeytani güçleri nedeniyle yakılması dönemin güçlü erkeklerinin dudakları arasından dökülecek bir çift söze dayanırmış. Çifte standardın ayyuka çıktığı, erkeklerin dünyayı yönettiği o günlerde kadının düştüğü durum gerçekten içler acısıymış.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...